F.Bahçe, kaptan Alex’in dönmesiyle gerçek havasına büründü. Sivas maçında 3 puan sarı lacivertlileri şampiyonluğun en büyük favorisi haline getirir mi?
SİVASSPOR, çok koşan ve mücadele eden bir takım. Rakibi de bozan bir oyun tarzları var. F.Bahçe’nin, Sivas deplasmanında oynayacağı maç üç sonuca da açık. Hem saha şartları hem de oyun şekli bakımından her şey olabilir. Gaziantepspor maçıyla mukayese bile edilmez. Fenerbahçe’yi çok zorlanacağı bir 90 dakika bekliyor.
Alex Fenerbahçe’ye çok şeyler kazandırdı. Burada bir gerçek var. Alex çok büyük oyuncu ama Fenerbahçe’nin, Gaziantep deplasmanındaki oyun mantalitesi de büyüktü. Bugüne kadar yavaş ve geriye oynuyorlardı. Bu maçlarda Alex de vardı. Yani, Gaziantep önündeki değişikliği sadece Alex sağlamadı.
Herkesin payı vardı Fenerbahçe’nin farklı galibiyetinde ve güzel oyununda.
Fenerbahçe, geriye oynamadığı için ileriye de Edu ve Lugano vasıtasıyla top şişirmedi. Top şişirmeyince de hızlı oyunu tercih ettiler. Kazandıkları topları hücumda çok iyi değerlendirdiler. Çabuk oynadılar, ayağa pas yaptılar. Devamlı boş alanlara kaçarak, rakip savunmayı da etkisiz hale getirerek pozisyon üstüne pozisyon bulup 5-0’lık sezonun en farklı galibiyetine imza attılar. Bütün bunları Alex yapmadı ama katkısı çok büyüktü. Önemli olan dediğim gibi oyunun mantalitesiydi. Fenerbahçe son iki yılın en etkili futbolunu oynadı. Son iki yılın en iyi takımını Gaziantep önünde seyrettirdi.
Çabuk ve ileri oynadığı sürece Fenerbahçe çok daha etkili olur. Bu oyunu Sivas deplasmanında da sahaya yansıttıklarında, ağırlıklarını koyarlar. Lideri yenerlerse şampiyonluk yarışında da büyük moral kazanıp, avantajlı konuma geçerler.
Psikolojileri değişir
Son haftalarda forma şansı bulan Kemal’in performansı göz kamaştırmaya başladı. Golcü arayışları da sürerken Semih’te ise düşüş yaşanıyor. Transfer dedikoduları futbolcular üzerinde ne gibi etki yapar?
HER futbolcu takımdaki yerinin sağlam olmasını ister. Transfer dedikoduları da oyuncular üzerinde olumlu etki de yapar, olumsuz da. Futbolcuların psikolojileri transfer döneminde her türlü etkilenir. Bu oyuncuların doğasında vardır.
Kemal, son maçlarda forma şansı buldu. Gaziantepspor önünde de çok iyi oynadı. Güzel de bir gol attı. Golün dışındaki futbol anlayışı çok iyiydi. Tek kelimeyle Kemal, mükemmeldi. Aynı zamanda Selçuk da öyleydi. İkili olarak uyum içinde göründüler. İkisi de hücuma çok katkıda bulundu. Pozisyon yarattılar, pozisyonların içinde yer aldılar. Semih’e gelince. Onun meziyetleri kısıtlı. Akıllı bir oyuncu ama fizik olarak Avrupa’da başarı isteyen bir takımın santrforu değil.
F.Bahçe’nin orta sahada bir beyne ihtiyacı var. Aurelio bu tip bir oyuncu değil. Savaşçı ama yaratıcılık özelliği yok. Bu bakımdan Maldonado’yu tercih ediyor olabilirler. Orta sahada Appiah kadar çalışkan olsun, ikili mücadeleye girsin yeter. Topu kazanan ve takımını hücuma kaldıran bir adamsa, Maldonado fayda sağlar.
Fenerbahçe’deki esas sorun ise Kezman. Onda fazla bir değişiklik görmüyorum. Yine sahada moralsiz ve etkisiz. Ancak, takım arkadaşları da onun gol atabilmesi için büyük çaba sarfettiler. Deivid daha müsait pozisyonda topu kaleye göndermek yerine ona pas vermeyi tercih etti. Bu çok iyi bir arkadaşlık göstergesiydi. Fenerbahçe, Kezman’ı satmak istiyorsa bu haliyle zor satar.
Kazanmak istiyorsa da Zico, Sırp golcüde ısrarcı olmalı. Ama bu haliyle ilk 11’e girmesi çok zor.
Topal, kötü oynayan G.Saray’da parlıyor
G.Saray’da Ayhan, Linderoth ve Lincoln’ün yokluğunda futboluyla övgü toplayan Mehmet Topal, takımın vazgeçilmez isimlerinden biri olabilir mi?
OLACAĞINI kanıtladı. Hem çok iyi bir oyuncu hem de iki ayağını birden kullanabilen ender futbolculardan biri. Şut atıyor, mücadeleye giriyor, iki ayağıyla da topa çok sert vuruyor. Hava hakimiyeti de var. Ne istiyorsun başka? Bu çocuğu morallendireceksin ve takıma adapte edeceksin. Bu da Kalli’nin işi. Mehmet Topal’ın her şeyi var çünkü.
Ayhan ve Lincoln’ün de gelmesiyle randımanı daha da çok artacak. Basinas’ı transfer etmek istiyorlar. Basinas çok iyi bir futbolcu olabilir ama 32 yaşındaki bir oyuncuya Mehmet Topal varken, ihtiyaç yok. Basinas gelip, Mehmet Topal yedek kalacaksa çok yazık olur.
İç huzur şart!..
Trabzonspor, tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşıyor. Bir dönem rakipleri için korkulu rüya olan bordo mavililer, eski günlerine dönmek için ne yapmalı?
ÖNCELİKLE iç huzuru sağlamalılar. O muhteşem seyircilerini de takımın arkasına sokmak zorundalar. Seyirci de son dönemde antrenörlük yapmaya başladı Trabzonspor’da. Bilhassa, yeni yönetime sabır gösterilmeli. Trabzonspor, bu bunalımlı günleri aşar. Şu anki görüntüleriyle, Trabzonspor çok kötü bir takım. Kulüp olarak da kötü yönetildikleri ortada. Ceyhun ve Celaleddin’in niye gönderildiğini hala anlamış değilim. Şunu bir açıklasalar da öğrensek. Ersun Yanal susuyor, yönetim susuyor. Ne oldu, ne yaptılar da bu iki oyuncunun bileti kesildi? Bir operasyon yapıyorsan, kamuoyunu da aydınlatacaksın.
Cisse’yi görmüyorlar
Beşiktaş üst üste 5. maçından da galibiyetle ayrılırken, Kasımpaşaspor’a karşı ciddi pozisyonlar verdi. Siyah beyazlılar defanstaki sorunu zorlu maçlar öncesi nasıl çözmeli?
ZORLU maçlar, defans oyuncularını çok fazla etkilemez. Çünkü, zorlu maçlarda daha konsantre olursun, daha bilinçli oynarsın. Daha fazla enerji sarfedersin. Bu tip maçlarda ise oyuncular hamle yapmakta gecikebilir. Bundan da zararlı çıkarlar. Beşiktaş, geriye adam arıyor. Bence de boşu boşuna arıyor. Ön liberodaki Cisse’nin savunma yönü çok kuvvetli. Ondan stoperde de faydalanabilirler. Esas yeri de Fransız oyuncunun orası. Ertuğrul Sağlam bunu hala düşünemiyor.
Beşiktaş’ta anlamadığım bir şey daha var. "Onu isterim, bunu isterim" dediler. Gidip, Holosko’yu aldılar. Ertuğrul Sağlam ne yapıyor? Holosko’yu sağda oynatıyor. Onun işini, o bölgede yapacak Ali Tandoğan var, Serdar Özkan var, Serdar Kurtuluş var. Holosko ne yaptı, Kasımpaşa maçında? Hiç bir şey. Ertuğrul Sağlam onu kaybediyor.
Beşiktaş, Kasımpaşa önünde mücadele etmesinin karşılığını aldı. Nobre müthiş çalıştı. Fenerbahçe’deki maçlarını hatırlattı. Her şeyini sahaya yansıttı. Bobo’da bir düşüş var. O da Holosko’nun gelişinden kaynaklanıyor. Huzursuz.