Paylaş
Bu hafta Moon Life Oscars 2017 ödül törenine ben de katıldım. Moon Life Oscars 2017 gecesinde bana “En İyi Kişisel Gelişim Yazarı” ödülünü verdiler.
O akşam oturduğum masada ve salonun içinde Türkiye’nin önde gelen sayılı isimleri vardı.
Yılmaz Morgül sahneye çıktığı zaman bir kısım insan alkışladı, bir kısım insan da alkışlamadı.
Açıkçası Yılmaz Morgül sahneye çıktığı zaman ben alkışlarken ayağa kalktım. Hem kameralar olduğu için daha rahat görebilmek hem de Türkiye’nin uzun yıllardır sanatına saygı duyduğum isimlerden biri olduğu için. Bir insanın bir noktaya gelmesi kolay değildir, lakin asıl zor olan geldiği konumda uzun yıllar kalabilmesidir.
Bu arada benim masamda ve çevremdeki insanların bir kısmı da alkışlamıyordu, çünkü videoyu da seyrettiğiniz zaman çatal bıçak seslerini rahatlıkla duyacağınız üzere, yemekler yeni dağıtılmıştı ve herkes acıktığından dolayı yemek yemeye çalışıyordu.
Zannediyorum, Yılmaz Morgül de bunu fark etmiş olacak ki daha konuşmasının başında;
“Alkışlayanlara Allah çok sağlık nasip etsin inşallah. Alkışlamayanlar da geldiği yere geri dönebilirler.” dedi ve ben gerçekten şok oldum. Sonuç olarak oraya davet edilmiş saygın bir topluluğa her halükarda ‘Alkışlamayanlar da geldiği yere geri dönebilirler’ sözlerinin telafuz dahi edilebilmesi inanılmaz doğrusu...
Çevredeki herkes birbirinin suratına şaşırmış bir ifade ile baktı. Daha onun şoku geçmeden “Ben bu geceki ödülümü, Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere ki Atatürk oturarak akışlanmaz...” dedi ve bununla beraber herkesi ayağa kalkmaya davet etmiş oldu.
O an ayakta alkışlarken çevreme baktığımda salondaki çok sayıda insanın malesef tepki göstererek ayağa kalkmadığını hatta ve hatta alkışlamadığını gördüm. İnsanların bir kısmı Yılmaz Morgül‘ün bu tavrından rahatsız olmuştular. Bir kısmının yüzlerinden öfkenin tüm çizgileri kendini gösteriyordu.
Şüphesiz ki Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk her zaman ayakta alkışlanmalıdır ama konuşmasının başında zaten alkışlanması ile ilgili cümlelerle söze başladığı için herkes bunu çok farklı algıladı.
Benim inandığım en önemli kurallardan bir tanesi, bir şeye nasıl başlarsan sonucunun da öyle olacağıdır.
Yılmaz Morgül’ün “Alkışlayanlara Allah çok sağlık nasip etsin inşallah. Alkışlamayanlar da geldiği yere geri dönebilirler.” sözlerinde, bence öfke ve insanları birbirinden ayırma vardı. Sonuç olarak ta bu konuşmada çıkardığı enerjiden dolayı, kendisine öfke geri döndü...
Beni çok şaşırtan olayın başka bir yanı da şu; Yılmaz Morgül zaten Türkiye’nin sayılı isimlerinden bir tanesi, belki benim yaşım kadar Türkiye’de şöhret yaşamı var. Sahnede kendisine ödül verilirken bir kısım insan alkışlar, bir kısım insan ise alkışlamaz. Bunda öfkelenecek bir yan göremiyorum. Sonuç olarak Türkiye’nin bir kısmı Yılmaz Morgül’ü seviyor, bir kısmı da sevmiyor olabilir.
Yaşamın doğal akışının getirdiği, son derece normal döngünün kendisi bu zaten...
Şahsen, Yılmaz Morgül gibi belli bir konuma gelmiş bir insana; Beni alkışlayanlara da, alkışlamayanlara da Allah çok sağlık nasip etsin inşallah... cümlesini çok daha fazla yakıştırırım. Sonuç olarak, Allah’a inandığımızı söylüyorsak bütün insanları onun için sevmemiz ve ayrım yapmamamız gerektiğine inanıyorum.
Herkesin hayatında sevdiği veya sevmediği insanlar var. Bazı insanlarsa sevmemeyi aşmış ve birlikten yaşayarak sevginin kaynağının elçisi olmuşturlar. Bazı insanlar ise öfkenin esiri olarak, karanlığın içinde yavaş yavaş kendilerini yok etmekteler.
Sonuç olarak, her şey insanların elinde ama bir taraftan da farkındalığı elden bırakmamak lazım.
Bu olay yaşandığı an, orada olduğum için kendi perspektifimi paylaşmak istedim.
Her ne kadar, sevgili Yılmaz Morgül’ün şarkılarını takip etmiyor olsam da, benim kendisine karşı saygım sonsuz.
Kendisine mesajım;
Sevgili Yılmaz Morgül, siz Türkiye’nin tanınmış sanatçılarından birisiniz, gençler tavırlarınızı görüyor ve etkileniyorlar. İyi ki varsınız. Sevgiden yapılan her hareketin, sevgiden yapılan her konuşmanın, yaşadığımız bu dönemde en çok ihtiyacımız olan tutumlar olduğuna inanıyorum. Siz inandığınız ve sevdiğiniz yolda ilerlediğiniz sürece, ister alkışlanın ister alkışlanmayın, akışa ve yaşama güvenin ve sevgide kalın...
Bunun yanında Ferhat Göçer ve Ömür Gedik gibi saygın isimleri de çok severim. Sevgili Ferhat Göçer o akşam, bir çok kişi gibi ayağa kalkarak alkışladı...
Yılmaz Morgül ve Ferhat Göçer arasında ki atışmalar şu an sevgiden çok uzak olmasına rağmen, ben bu iki değerli ismin barışıcağına inanıyorum.
Sevginin kaynağının gücü, lütfen bizim her daim sevgiden konuşmamıza yardım et.
Sizi seven bir Can...
Paylaş