Paylaş
Bu haftasonu aşk dolu, sevgi dolu, birlik dolu ve mucizelerle dopdolu bir yolculuktayım.
İlk önce Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerini ziyaret etmek üzere Nevşehir’e gidiyorum.
Daha sonrasında 17 Aralık Pazar günü Mevlana Muhammed Celaleddin-i Rumi Hazretleri Şeb-i Arus kutlamalarına katılacağım. İlk kez Şeb-i Arus ‘a katılacağım için çok heyecanlıyım.
Oradan da kısmet olursa Somuncu Baba Hazretleri’ni ziyaret ettikten sonra Ankara ‘daki Hacı Bayram Veli Hazretleri’ni ziyaret edeceğim.
Bu özel yolculuğumun ardından sizlerle daha detaylı olarak bütün deneyimlerimi ve hissiyatlarımı, yaşadığım farkındalıklar ile paylaşacağım.
Bu yolculuğun her safhasında hayal edebileceğimden, düşünebileceğimden çok daha fazla mucizeler, şifalar, aşklar ve birbirinden kıymetli güzellikler yaşamam için sonsuz olasılıklar nelerdir?
Dün Cemalnur Sargut hoca ile röportaj yaptığım için büyük bir mutluluk içindeyim. Cemalnur Sargut hocaya ‘Evliyaların bize yardım ettiğine inanıyor musunuz? dediğim zaman bana;
“Oğlum, bizler ölüyüz. Asıl yaşayan onlar! ‘ dedi. Tabi şu an hatırladığım kadarı ile bunu yazıyorum. Önümüzdeki günlerde detaylı bir şekilde paylaşacağım röportajI sizler de okurken çok etkileneceğinizi düşünüyorum. Benim için gerçekten çok etkileyici bir röportaj oldu. En kısa zaman içinde sizlerle paylaşacağım için çok heyecanlıyım.
Tabi hemen Şeb-i Arus öncesinde Cemalnur Sargut ile röportajı yapmamın da evrenin ayrı bir güzelliği ve planı olduğunu düşünüyorum.
Şeb-i Arus; anlam olarak düğün gecesi manasına gelmektedir. Mevlana Muhammed Celaleddin-i Rumi Hazretleri ölüm gecesinin, Şeb-i Arus olarak anılmasını istemiştir.
Mevlana Muhammed Celaleddin-i Rumi Hazretleri özellikle bu gecenin ağlama, yas, matem ile değil; sevinç ve kutlama ile yaşanmasını istemiştir. Çünkü Mevlana Muhammed Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin söylediği gibi Sevgili’nin Hakk’a kavuşma günüdür.
Mevlana Muhammed Celaleddin-i Rumi Hazretleri ölümü; ten kafesinde mahkum olan ruhun aslına dönmesi, aşık ile maşukun kavuşması ve ikinci doğum olarak nitelemiştir.
“En büyük sevgili olan Allah’a kavuşma günüdür.” “Bizim mezarımızı toprakta arama; bizim mezarımız aşıkların gönlündedir. “ demiştir.
Mevlana Muhammed Celaleddin-i Rumi Hazretleri’nin 744 yıldır en büyük Sevgili ve Hakk’a kavuşma günü olan 17 Aralık ‘Şeb-i Arus Vuslat Törenleri’ ile her yıl Mevlana Muhammed Celaleddin-i Rumi Hazretleri’nin Konya’daki türbesinde kutlanmaktadır.
Vuslat anlam olarak; erişme, kavuşma ve buluşma manasına gelmektedir. Bilindiği gibi müminler ölmez bir odadan bir odaya geçerler.
Yolda olduğum esnada benim çok saygı duyduğum ve kalbimde özel bir yeri olan, Mevlana Muhammed Celaleddin-i Rumi Hazretleri’nin 22. nesil torunu, UNESCO’nun tek akredite ettiği ve Uluslararası Mevlana Vakfı’nın öne çıkan ismi Esin Çelebi Bayru Hanımefendi’yi telefonla aradım ve kendisine, yazımı yazdığım esnada siz de birşey söylemek ister misiniz dediğim zaman, bana Mevlana Muhammed Celaleddin-i Rumi Hazretleri’nin “Gel, Beri Gel “ çağrısını okudu.
Ben de sizlerle paylaşmak istiyorum...
“Beri gel, beri! Daha da beri! Bu yol vuruculuk ne zamana kadar sürüp gidecek? Mademki sen bensin, ben de senim, nedir bu senlik ve benlik?
Biz Hakkın nuruyuz, Hakkın aynasıyız. Şu halde kendi kendimizle, birbirimizle ne diye çekişip duruyoruz? Bir aydınlık, bir aydınlıktan neden böyle kaçıyor?
Haydi, şu benlikten kurtul, herkesle anlaş, herkesle hoş geçin. Sen kendinde kaldıkça, bir tanesin, bir zerresin, fakat herkesle birleştin, kaynaştın mı, bir ummansın, bir madensin!
Dünyada çeşitli diller var ama hepsinin de anlamı bir. Çeşitli kaplara konan sular, kaplar kırılınca birleşirler, bir su halinde akarlar.”
Sen Padişah oğlusun;
Sana beylik yakışmaz...
Bırak şu sersemliği, aklını başına al; âşık ol, âşık!
Sen Padişah oğlusun, bu esirlik ne zamana kadar sürecek?
Bir Padişah oğluna beylik de yakışmaz, vezirlik de!
O gördüğün (dünyalık) beylik var ya!
Gerçek beylik değil, ecel beyliğidir o, ecel!
Bu fani dünyada vezirlik elde edemedinse ne çıkar?
Sen insan kılığına girmiş Allah arslanısın;
Mademki Allah’ın nuruyla aydınlanmadasın,
Beyliğin de vezirliğin de ne önemi var!
Sevgilinin değeri, onu sevenin sevgisi ile ölçülür.
Ey âşık! Sen de kendini bir sorgula bakalım;
Kendi değerin ne kadar?
(Hz. Mevlâna, Gazel No: 2627)
Bu çağrının arkasından bir şeyler söylemek çok mümkün değil ama tek söyleyebileceğim;
Sevginin kaynağının gücü, lütfen Türkiye’de Mevlana Kültür Köyümüzün olmasını ve bütün bu ışık dolu insanların mucizelerinin Dünya’ya oradan yansımasını sağla...
Sizi seven bir Can...
Paylaş