Paylaş
Günümüzde insanların karşılarındaki bireyleri kendilerinden daha küçük görerek, üste çıkmalarını hayretle seyrediyorum.
Bir sürü insan çevresine, müthiş bir ego ile son derece kaba ve empatisiz bir şekilde davranabiliyor.
Hatta hakaret etmek, küfür etmek ve deyim yerinde ise aba altında sopa göstermek son derece popüler bir hal almış durumda.
Kurumsal hayatın içinde yönetici konumuna gelen empatisiz bir çok insan çalışanlarına büyük zulüm yaparak kendilerini nasıl acıların beklediğini fark etmiyorlar.
Aile büyükleri, aile bireylerine sevgi ile yaklaşmak yerine, öfke ve diktatörlük ile bir şeyleri öğretmeye çalışıyorlar.
Sokakta insanlar sohbet ederken, iki üç kelimelerinden biri küfürlü ve agresif sözler olduğu zaman rahatlıyorlar. Aslında devamlı küfür etmek veya bir iletişimin içinde küfür ederek konuşmak çaresizliğin ve yetersizliğin işaretleridir.
Kabadayılık taslamak, sokak tabiri ile efelenmek gibi tutumlar malesef çok sayıda insanın alkışladığı bir davranış paterni haline geldi.
İnsanların arkasından konuşmak, dedikodusunu yapmak, haklarını yemek, onların rızıkları ve gelecekleri ile oynamak bile beğeni toplayabiliyor.
Gerçek şu ki, ne ekersen onu mutlaka ama mutlaka bin katı ile biçersin. Çünkü ektiğin tohum sana bir değil, sapı ve kökü ile milyon tohum olarak gelecektir.
Yargılarsan yargılanırsın benim çok sevdiğim bir sözdür. Aslında insanlara karşı gösterdiğimiz her türlü sevgisiz yaklaşım kudretli bir yargıdır.
Ben her zaman kendi hayatımın içinde insanların hakkını yememeye, kalbini kırmamaya çok özen gösterdim. Yeri geldi insanlar bana çok büyük haksızlıklar yaptı, yeri geldi dolandırıldım, yine de olayı tamamen çözmeye ve kendi sistemimden çıkarmaya odaklandım.
Doğruları söylediğiniz zaman karşınızdaki insanlar empatik bir şekilde davranmayabiliyorlar. Sizin anlattıklarınıza bakarak özür dileyebilme büyüklüğünü göstermek, anlamaya çalışmak, saygı duymak ve sevgide kalmak yerine adeta bir duvara dönüşebiliyorlar.
Size haksızlıklar yapmış olmalarına ve sizin doğruları söylüyor olmanıza rağmen, onlar haksız konuma geçiyor diye, size daha fazla saldırmaya çalışabiliyorlar.
Bunların hepsi sevgisizlik, empatisizlik, erdemsizlik ve en önemlisi farkındalıktan uzak olmaktan kaynaklanıyor. Hal böyle olunca bu insanların gelişmesi için yaşam biraz zor dersleri onlara sunuyor... Sonra da neden bunlar benim başıma geliyor diyorlar...
Kibar olmak bence en havalı davranış biçimi. Nezaket sahibi olmak çok karizmatik!!!
Hayatın içinde insanların kalbini kırmamaya özellikle özen gösterin. Çünkü her kırdığınız kalp dünyadaki bir sevgi tapınağı. Ve sevgi şu yaşadığımız gerçekliğin içindeki en kutsal varoluş.
Sevginin tapınağına yapılan saldırı ve ona verilen zarar aynı zamanda yaşama yapılmış demektir. Çünkü herşeyin temeli sevgidir. Yaşam bunu anlamanız için elinden geleni, hatta çok daha fazlasını yapacaktır.
Bunun yanında nezaket ile kazandığınız her kalp, kibarlık ile dokunduğunuz her ruh, sizin yaşamınıza yepyeni mucizeler, şifalar ve zenginlikler kazandırır.
Ben sokakta gördüğüm bir köpeğin veya kedinin bile kalbini kırmamaya, duygularını incitmemeye çok özen gösteriyorum.
Lakin artık karanlığın ele geçirdiği bilinçlere, bu kişiler her kim olursa olsun, gerçekleri söyleyerek, onları affedip, olduğu gibi kabul edip bir gün sevginin elçisi olmaları dileği ile onlarla yollarımı ayırıyorum. Dilerim onlar da çok mutlu olsun, gerçek sevgiyi bulsunlar. Yaşamın içinde öğrendiğim en önemli gerçeklerden birisi, insanları istemediği süre boyunca değiştiremeyeceğimiz. Dünyada iyi varsa kötü , ışık varsa karanlık ta var. Tabi bedenlerimiz ve zihinlerimiz bu dualitenin içinde iken, ruhlarımız hiç birisine ait olmayan saf kaynağın birer parçası.
O saf kaynağın bilinci ile bakarak aydınlanıp, kaynağın yansıması olmaya ve dünyanın güzelliklerini bu şekilde yaşamaya niyet ediyorum.
Sevginin kaynağının gücü, lütfen bana dünyanın tüm güzelliklerini yaşat.
Sizi seven bir Can...
Paylaş