Paylaş
İki Şiirin Arasında
Yekta Kopan
Can Yayınları
Öykü
Kimse kimseyi kandırmasın. Yekta Kopan’ın ‘İki Şiirin Arasında’ adlı yeni kitabında, öykü falan okuttuğu yok(!) ‘Biraz Konuşabilir miyiz?’ adlı (yeni öykülerden oluşan) ilk bölümünde düpedüz rakı masaları kuruyor. Herkesin zevkine göre bir sofra, mezesi zengin. Birçoğu açık havada. İçtikçe içiyorsunuz yani. Neden rakı masası kurduğunun cevabı ise ‘konuşmak’/’anlatmak’ta gizli. Öykü okutmuyor, çünkü kahramanları bize öyküler anlatıyorlar. Sofranın bir ucundayız. Konuşan kahraman bize de anlatıyor, düşünen aslında bizimle paylaşıyor... Herkes bir şeyler hatırlıyor. Hafıza metinleri bunlar. Çoğunlukla erkek hafızaları, çünkü eski dostlardan mürekkep erkek masaları. Aşklardan ya bahsediliyor ya ölümsüz aşka mektuplar yazılıyor. Öyle ki ölmüş eşe yazılan mektupta bile öykü(ler) anlatıyor adam! İkinci bölüm ‘Daha Önce Tanışmış mıydık?’taki öyküler ise daha evvel okumayanlar için yeni sayılacak, internette yayımlanmış öyküler. Yıllar öncesinden. Haliyle kitabın ikinci bölümünde Yekta Kopan, bizi o rakı masasına oturttuktan sonra karşımıza geçip, ‘eski öyküleri’ni paylaşıyor. O hatırlıyor ve anlatıyor artık... İlk bölümdeki dili ve anlatımı yakalamadan önceki dili/anlatımı da görüyoruz. Deyim yerindeyse retrospektif bir hâl alıyor kitap... Sonunda adeta sofradan kalkıyoruz. ‘İki Şiirin Arasında’ gerek içerik, gerek biçimsel olarak rakı masası bütünlüğünü sonuna kadar taşıyor. Sağlığınıza!
Köçekçeler
Salâh Birsel
Sel Yayıncılık
Şiir
Size gencecik, taptaze sesi olan, yepyeni bir şairin şiir kitabından söz edeceğim. Salâh Birsel imzasını kullanıyor kendisi. Denemelerinden tanıdığınız Salâh Bey. Aslında, ‘Köçekçeler’ adlı kitabında yetmiş yıl öncesinden (Garip’e mi denk geliyor yoksa) şiirler var. Hatta II. Yeni ile aynı masada oturup, onlarla yan yana yazılmış şiirler de. İşin güzel tarafı bu zaten. Koca edebiyatı silkelemiş akımlarla aynı dönemde şiir yazarken bile kendi özgünlüğünü oluşturmuş büyük bir şair çünkü. Taptazeler! Yepyeniler! Eskimiyor Salâh Bey’in şiirleri. Denemeleri, romanları, öyküleri nasıl eskimiyorsa, hatta on yıllar sonrasına yazılmışsa, şiirde de aynısını yapıyor. Salâh Birsel Türkçesinden söz ediyoruz çünkü. Bunu şiirde daha da etkili sergiliyor. Fakat, şairleri sayın dediklerinde, birçoklarının aklına çok çok sonra gelir Salâh Bey. Biraz da bu yüzden taze! Okuyun bu genç şairi! ‘Köçekçeler’, hep taze kalacak şiirler bütünü.
Acı Hayatlar
Nedim Gürsel
Doğan Kitap
Deneme
Hangi ülkenin hangi şehrine giderse gitsin oradan bir şair, edebiyatçı, sanatçı, politik figür veya tarihi bir hadiseyle ilgili, edebiyatla tarihin iç içe geçtiği bir detay aktarır Nedim Gürsel. Gezi-denemelerinde bizi geçtiği tüm sokaklarda dolaştırır, hiçbir kuytusunu atlamadan. Ama iş Akdeniz’e geldiğinde bambaşka oluyor, burası gerçek. Çünkü, her kelimesi, aşkı anlatma biçimi, olaylara yaklaşımı ile hep Akdenizli o! Akdeniz havzasındaki en ufak kara parçası hakkında tüm siyasi, sosyal, kültürel, edebi, şiirsel hikâyeleri anlatır, önemli tespitlerde bulunur bize. Kendisi gibi yolu oradan geçen isimleri de anar. ‘Acı Hayatlar’ isimli yeni kitabında acıyla harmanlanmış hayatlarda Nedim Gürsel, hem Akdenizli yönünü hem de dünya vatandaşı kimliğini bir kere daha gösteriyor. Bize farklı bir devr-i âlem yaşatıyor.
Denizler Altında Yirmi Bin Fersah
Jules Verne / Dave Eggers
Çev.: Emre Ülgen Dal
Domingo Kitap
Çocuk
Hepimizin ezbere bildiği bir hikâyeyi, Jules Verne’in unutulmaz romanı ‘Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’ı yeniden ve bilmediğimiz biçimde, yepyeni anlatıyor Dave Eggers. Daha önce başka kitaplarından da söz ettiğimiz ‘hepsi sana miras’ serisinin devamı bu. Ölümsüz klasikler, bugünün yazarları tarafından anlatılıyor çocuklara. Eggers da Jules Verne’in ‘Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’ını adeta bir deniz belgeseli gibi anlatıyor. Hem teknoloji, hem biyoloji, hem serüven, hem klasik, hem çağdaş bir arada! İnsan, daha ne ister.
Paylaş