Yağışlar ve soğuk hava sonunda geldi. Ancak bu sistemin soğukları önümüzdeki haftanın ortalarına kadar uzanıyor ama ihtiyacımız olan yağışlar maalesef devam etmiyor.
Karadeniz kıyılarında ve yer yer Marmara’da zayıf karla karışık yağmur ve kar yağışları sürecek. Kayak merkezleri de kar bekliyor ama maalesef kar bu kesimlerde de kendini çok gösteremiyor. Soğuklar yüksek ihtimalle ayın 26-27’si gibi ömrünü tamamlıyor, soğuklar gidiyor. Bu arada yılbaşı ve bayram için havaları merak edenlere kar beklemeyin diyorum. Hatta yağış olacağı bile şüpheli. Önümüzdeki hafta bu konuyla ilgili detayları alabilirsiniz.
NORMAL BİR YIL HATIRLIYOR MUSUNUZ?
Ne dersiniz, havalar çıldırdı mı? Bence yanlış düşünüyorsunuz, çıldırmadı, çoktan çıldırmıştı zaten! Atmosfer sancılanıyordu, bağırıp çağırıyordu ama biz 3 maymunu oynuyorduk.
Küresel ısınma diyoruz ama gerçek adı aslında "küresel iklim değişimi". İklimler değişiyor ve bu durum yadırganacak bir şey değil. Çünkü dünyanın yaşantısı bu şekilde. Milyonlarca yıldır bu değişim var. Aynen yer kabuğunun hareketinin coğrafyaları değiştirmesi gibi atmosfer de sürekli bir değişim içerisinde bölgelerin iklimlerinden tutun da ekonomiye-güce hakim olan ırklara kadar birçok şeyi değiştiriyor. Çünkü hem atmosferin kimyası, hem sıcaklığı, hem de hava ve deniz akıntı yönleri değişiyor. Afrika’nın bu şekilde olmasında iklimin hiç mi etkisi yok? Yapılan araştırma sonuçlarından, yaklaşık yüz bin yıl kadar önce Hazar Denizi etrafında demirin işlendiği önemli endüstrilerin olduğu ve burada siyah ırkın beyazları çalıştırdığı tahmin ediliyor. Yaaa hava deyip geçmeyin, bakın neler yapıyor kerata (Ne vaaar! Çok ciddileştik biraz gevşeteyim dedim). Tekrar ciddiyet!
Sözün özü, dünya ve üzerindeki atmosferi, içerisinde barındırdıkları canlıları da etkileyecek şekilde çok boyutlu sinüs eğrileri çiziyor, bu şekilde yaşıyor. Bundan sonra ne olacak? Uzmanlar bu gidiş içerisinde insanoğlu olarak bizim payımızın olduğunu ama bu payın bir hızlandırma faktöründen başka bir şey olmadığını, ne yaparsak yapalım bu değişimin yaşanacağını söylüyor.
Önümüzdeki yıllarda beklentilerimiz şu: Sürekli sıra dışılık, yani sıra dışı mevsimlerin daha fazla görülmesi. Kuraklık, seller, sert kışlar, öldüren sıcaklar, hatta mevsim atlamaları dahi görülebilecek. Bu trende girdik bile; son 5-6 yıldır sıra dışı olmayan bir yıl hatırlıyor musunuz?
Bir de olayın bizim adımıza kaygılandırıcı bir yönü var; çünkü yapılmış bir projeksiyonda 50-60 yıl içerisinde Avrupa’da ilk çöl Türkiye’de görülüyor, Konya ovasında. Maalesef fabrikalarımız durma noktasına gelince, ekonomimiz etkilenince gündemimize geliyor. Kuraklık bir afet, bu gidişle yalnızca kuraklıkla değil, kuraklık gibi birçok meteorolojik afetlerle iklim değişimi gündemimizde olacak ve yöneticilerimizin bu makus kadere göre tarım politikaları üretmeleri gerekecek.
Küresel iklim değişiminin dünya ekonomisine maliyetinin ise 7 trilyon dolar olacağını ve bunun da tüm dünya ekonomisinin beşte biri anlamına geldiğini biliyor musunuz?