Yağış hafta sonu Karadeniz’de

Orta ve kuzey bölgelerin büyük kısmı yağışlı. Yalnızca cumartesi, Karadeniz ve Doğu Anadolu’da yağış görülecek. Yağışla beraber sıcaklıklar yalnızca birkaç derece azalıyor. Pazar günü ise 3-4 derece yükselecek.

Yaz resmen sona erdi. Kestane Karası Fırtınası ile beraber denizciler yazın bittiğini söyler. Çünkü artık denizler adım adım soğumaya başlar. Bir süre sonra hava da etkilenmeye başlayacak. Ama bu sizi yanıltmasın, yazın resmen sona ermesi sıcaklıklar hiç artmayacak, ılık günler olmayacak anlamına gelmiyor. Hem daha pastırma yazı var önümüzde. Neyse bunların ayrıntılarına önümüzdeki haftalarda geçeceğiz. Bugün ve hafta sonu durum nasıl? Orta ve kuzey bölgelerin büyük kısmı yağışlı, hem de yağışlar sağanak şeklinde. Hafta sonunda ise yalnızca cumartesi günü Karadeniz ve Doğu Anadolu’da yağış görülecek. Yağışla beraber sıcaklıklar yalnızca birkaç derece azaldı. Pazar günü ise sıcaklıklar 3-4 derece yükselecek.

MARSLILARA EĞİTİM ŞART

"İşte tahtıma oturdum, imparatorluğumun başındayım, güç ayaklarımın altında artık, heh heeyyt tüm kuralları ben koyarım". Bu, direksiyona geçmiş, yurdumda yaşayan bir grup Marslının ruh hali. Yol vermeyi delikanlılığımıza zarar geliyormuş gibi mi hissediyoruz nedir? Ya da "anaaa yolu kaptırdık, arabayı benden daha mı iyi kullanıyor acaba?" izlenimine kapılıyor olabiliriz.

Örneğin aracınızla giderken önünüze bir cisim çıksa frene basarsınız değil mi? Ama maalesef yurdumda gaza basan bir grup Marslı yaşıyor. Sinyalinizi vermişsiniz, kurallara uygun şekilde şerit değiştirmek istiyorsunuz, geçmek istediğiniz şeridin mensubu olan, arkadan gelen araç sahibi gaza basmaya başlıyor, sonrasında tamponunuzun dibine kadar gelip farına bir şey kaçmış gibi farlarını yakıp yakıp söndürüyor.

Cezalar caydırıcı olabilir mi? Örneğin İngiltere’deki gibi her kavşağa ya da riskli bölgeye kamera yerleştirip, kural ihlali yapanlara "gülümseyiiiiin" mi denmeli? Ya da trafik ekiplerinin sayısı mı artırılmalı? Evet, cezalar ile para ya da ehliyetini kaybetme korkusu belki bir yöntem olabilir ama bunun bir trafik kültürü olarak yerleşmesi başka bir şey olmalı! Biliyorsunuz bir trafik bilincinin yerleşmesi için yalnızca yeni neslin yetişmesini beklemek de yeterli değil, hani okullarda trafik eğitimi veriliyor ya. Yani bu okul eğitimi gerek şart ama yeter şart değil! Hem yeni nesli yetiştirenler de netice itibariyle bizler değil miyiz? Geriye bir şey kalıyor, toplum olarak, yaşlı-genç, zengin-fakir eğitilmemiz gerekiyor. Bu da ancak okuyarak olacaktır herhalde. Batıda birçok şehirde ücretsiz sabah ve akşam gazeteleri yayınlanıyor. Toplumda okuma eğilimi artsın, gündemi takip etsin, bilinçlensinler diye. Bu tür bir çalışma yapılabilir, özellikle büyük şehirlerde. Bu gazetelerin bir sayfalık trafik eğitim bölümü, belki trafikte gördüğü tüm canlıları düşman askeri zanneden bir grup Marslının trafik canavarlığı genini baskılar.
Yazarın Tüm Yazıları