Sıcaklardan bunalanlara müjde

Sıcaklardan sıkılanlara müjde! Hava serinliyor ve yakın bir gelecekte aşırı sıcak yok, en azından bu ayın ortalarına kadar.

Sıcaklıklar normaller ve altında seyredecek. Marmara, İç Ege, İç Anadolu ve Batı Karadeniz’de 20-25 derece aralığında. Molalarla gelen yağışlar, ağırlıkla Karadeniz’de kendini gösteriyor, bu hafta sonunda beklendiği gibi. Marmara, Ege, İç Anadolu ve Karadeniz’de bulutlar yoğunlaşıyor. Marmara ve Ege’deki yağışlar hem bölgesel, hem de pek kuvvetli değil. Ama tatilcilere şunu söylüyoruz; yüksek deniz suyu sıcaklıkları tatil sezonunu uzunca bir süre daha devam ettirecek.

Trafiğin artmaya başladığını görüyor musunuz? Boşalan büyük şehirler süratle dolmaya başladı. Okullar açılmaya başlıyor, ramazan geliyor, tatilciler artık dönüyor, trafikte sürülen yaz sefaları da sona eriyor. Bunlar iyi günlerimiz, bir de yağmurlar başlasın siz eğlenceyi o zaman görün.

Isınma ve sanayi için kaçınılmaz bir şekilde fosil yakıt tüketiliyor. Bunun yanında çizgisel kaynak dediğimiz yoğun trafiğin bulunduğu alanlardan, egzozlardan çıkan kirleticiler var. Trafiğin yoğunlaşması yalnızca sinir katsayımızı artırmıyor, soluduğumuz havanın daha da kirlenmesine yol açıyor. Özellikle bu kışa geçmeden yaşadığımız pastırma yazından! Çünkü pastırma yazı dediğimiz dönem; havanın açık ve ılık olmasını sağlayan yüksek basınçlı günlerin art arda gelmesi ile oluşuyor. Pastırma yazında kışa girmeden son bir yazdan kalma günler yaşadığımız için mutlu oluyoruz ancak soluduğumuz hava hayli kirli oluyor.

Önümüzdeki haftalarda ve aylarda havalarımız daha bir kirli olmaya başlayacak. Sanayi bacalarından zaten kirleticiler atmosfere yayılıyor. Kışa ilerlerken konutlardan da partiküller yayılmaya başlayacak ama öncesinde sırada biraz önce bahsettiğim çizgisel kirletici kaynakları var. Bu tür önerilerden önceden de bahsetmiştim.

Roma Belediyesi, tarihi bölgelerde her ayın 3 pazarında otomobil yasağı getiriyor. Hafta içi bir gün de tek veya çift plakalı otomobillerin kullanılmasına izin veriyor. Hava kirliliğine ve trafiğe karşı Londra’daki önlem ise vergi yolu ile oluyor. Londra’daki önlem biraz daha çağdaş, şehrin girişlerindeki kameralar her otomobilin fotoğrafını çekiyor. Aynı uygulama İstanbul’da da başladı.

İstanbul gibi bir megapolde bu uygulama iyi sonuç vermiş ki, yetkililer kameraların sayılarını hızla artırmaya karar vermiş. Bu uygulama trafik ihlallerini azaltır ama yoğunlukta bir azalma oluşturur mu? Trafik yoğunluğunu düşürme amaçlı bazı ülkelerde şehir merkezine giriş paralı. Kamera ile trafik kontrolü bizde sonuç veriyor belki, ama şehir merkezine girişin ücretli olması yoğunluğu düşüremez, çünkü bizde şehirlerin merkezi yok. Örneğin İstanbul, şehrin merkezi neresi sizce? Kadıköy? Bakırköy? Taksim? Nişantaşı? Etiler? Maslak? Maltepe? Erenköy? Bizde her yer şehir merkezi.

Kirletici kaynaklara örnek olarak yoğun trafiğin bulunduğu otobanları birinci örnek olarak verebiliriz. Bir de şehir içindeki yoğun trafikte park problemi yaşanması sonucu dönüp dolaşarak yakıt sarf eden, üzerine trafikte yoğunluk oluşturan araçlar var. Bu nedenle trafiğin yoğun olduğu şehir içlerinde ücretsiz çok katlı otoparklar oluşturulabilir. Zaten araç egzozlarından çıkan partiküller havayı kirletiyor, bir de üzerine yine aynı sebeple yer seviyesinde oluşan ozon oluşumu eklendiğinde sağlığımız ciddi anlamda tehdit altında kalıyor. Bunun uygulaması da Paris’te yapılmıştı.
Yazarın Tüm Yazıları