Haftasonu biraz serin

Sıcaklıklar haftasonu Marmara’da, İç Anadolu’da tek haneli değerlerde, Karadeniz’de 10-11 derecelerde olacak. Yağışlar iç ve doğu bölgelerde ama cumartesi günü yurdun tamamını sarıyor. Akdeniz yarın biraz rüzgarlı. Sıcaklıklar ayın 20’sinden itibaren artışa geçiyor.

Havalar soğuk gidiyor değil mi? Bence de! Ama yapılacak bir şey yok, mart ayında bu değerler gayet normal. Haftasonunda biraz daha azalıyor. Marmara’da, İç Anadolu’da tek haneli değerlerde, Karadeniz’de 10-11 derecelerde olacak. Açık havada olacaklara "kıyafetlere dikkat!" diyoruz. Yağışlar ise iç ve doğu bölgelerde ama cumartesi günü yurdun tamamını sarıyor. Yine Marmara, Ege ve Akdeniz’de su baskınlarına yol açabilir. Akdeniz yarın biraz rüzgarlı. Sıcaklıklar ayın 20’sinden itibaren artışa geçiyor, soğuklar ömrünü tamamlıyor.

*

Dün tuhaf bir gece geçirdim. Aklımda hep garip şeyler vardı. Camım kapalı, kalorifer yanıyor, odamın ışığı sönük, üstüm örtülü, yani rahat bir uyku için gerek ve yeter şartların tamamı mevcut. Ama benim aklımda garip fizik teoremleri uçuşuyordu. Uykuya tam dalacak gibi oluyorum "İnsanlar ışınlanabilirler mi?" diyorum, kalkıyorum. "Uzayda karadelik denen ortamlara giren nesneler niye çekirdek haline dönüyor?" diye döndüm durdum. Dünya’dan çok daha büyük bir yıldız sönüp neden fındık büyüklüğünü alıyor? Ya da atom bombası atılmış bir yerde neden gelecek kuşaklar da etkileniyor? Niçin sakat çocuklar doğuyor? Üşenmedim düşündüm, bazı fizik bağlantıları kurmaya çalıştım, kalktım internete girdim araştırdım. Tabii ben astronom olmadığım için öyle akademik bir şey beklemeyin, hocalarım da beni bağışlasın kendimce bağlantılar kurdum, biraz enteresan gelebilir ama fikirdir yani, saygı duymak lazım:)

İnsanlar ya da herhangi bir cisim ışınlanabilir mi? Bana göre atom bombasının keşfi ışınlamanın ilk adımıdır. Parçalanana kadar maddenin en küçük yapı taşı olarak bilinen atomun parçalanması ile açığa çıkan enerji tekrar başka bir noktada toparlanabilirse bir cisim bir yerden bir yere transfer edilmiş olabilir. Ama bakın bu işin imkansıza yakın bir zorlukta olduğunu size izah edeyim. Bir atomun içerisinde bulunan elektronlar, yine atomun içerisindeki protonun çevresinde inanılmaz bir hızla dönüyor. Hidrojen atomunda elektron dönüş hızı saniyede 2000 km. Yani "bir" dediğiniz anda elektron İstanbul’dan Bitlis’e gitmiş ve geri gelmiş oluyor. Görmekte zorlandığınız bir atom içerisinde bu hızı düşünebiliyor musunuz? Zaten atoma ve dolayısıyla cisme hacmini kazandıran da bu hareket, bu sürat. Big Bang’in (evrenin oluşumunda yaşandığı düşünülen büyük patlama) de mantığı bu zaten. Sonuç olarak bu süratteki elektronlar tekrar bir araya getirilebilirse o zaman cisim bir yerden bir yere taşınmış olabilir. Ama sorun yalnızca çok süratli olmaları da değil. Aynı zamanda çok da küçükler. Öyle ki bir atomun içerisinde protonlar ve elektronlar bulunuyor demiştim. Protonlar merkezde, elektronlar ise protonun etrafında dönüyor. Bir atom içerisindeki proton taneciğini gözünüzde Dünya büyüklüğüne getirin, eğer protonu Dünya büyüklüğünde kabul ederseniz elektron bir elma kadar oluyor. Atomun küçüklüğünü, onun içerisindeki protonun boyutlarını ve Dünya-elma oranında elektronun boyutlarını düşünün. Ve bu boyutlardaki taneciğin saniyede 2000 km. hızda olduğunu düşünün, sanırım bir araya toplamak biraz sıkıntılı olabilir :)

Zaten atom bombası atılmış bir bölgedeki nesillerde sakatlık görülme nedeni de bu, bu denli küçük ve hızlı hareket eden elektronlar insanın içinden geçebiliyor, genlerine kadar ulaşabiliyor.

Hep merak etmiştim, "Uzayda bu karadelik denen ortamlarda cisimler neden kaybolurlar?" Muhtemelen öyle kuvvetli bir çekim alanı oluşuyor ki, bu çekim, atomu parçalayıp elektronları dağıtabiliyor, ya da elektronların enerjisini alıyor. Bahsetmiştim, cisme hacim kazandıran elektronların hareketi, bu hareket ortadan kalktığı anda devasa cisimler, çekirdeğe dönüyor. Bize ayrılan sütunun sonuna geldik, haftaya aynı saatte, aynı sayfa önüne ışınlanmak ümidiyle, hoşçakalın.
Yazarın Tüm Yazıları