10 Ağustos seçimlerinin ardından AKP-Erdoğan hattından yüksek perdeden Yeni Türkiye söylemi seslendirilmeye başlandı.
Yeni algı yönetimi stratejisine göre Erdoğan'ın halkın oyuyla seçildiği 10 Ağustos'tan önceki döneme "Eski Türkiye"; Erdoğan'ın Köşk'e çıkıp ama Köşk'e çıkmadığı sürece ise "Yeni Türkiye" adı veriliyor.
Hatta Erdoğan kendisinden önceki cumhurbaşkanlarını üstü kapalı olarak eleştirerek Atatürk'e "Sizden sonra bozuldu buralar" mesajı verdi Anıtkabir ziyaretinde..
* * *
Tam Eski Türkiye'nin geride kaldığına kanaat getirecektik ki, aşağıdaki gibi bir haber geldi.
“Jet” hızıyla batırdığı işlerin sonuncusu “Müslümanların da bir adası var” diye pazarladığı Maldivler projesi oldu. Başbakan Erdoğan’ın “Yerli otomobil üretecek babayiğit arıyorum” çıkışından 10 yıl kadar önce Jet Fadıl öyle bir “İmza” attı ki… Avrupalı Türklerin parasıyla otomobil fabrikası hayali, ahırlara kapı oldu.
MALDİVLER’de “İslami usullere uygun” tatil projesinin patlamasıyla yeniden gündeme gelen Fadıl Akgündüz’ü Türkiye çok daha büyük bir iddiasıyla tanıdı: Yerli otomobil! Ülkede iyasi bir dönüşümün yaşandığı 2000’li yılların başında yaşanan bu hikâye son olacağa da benzemiyor…
3 Kasım 2002. AKP’nin 12 yıllık iktidarını başlatan, Türk siyaset tarihinin en önemli tarihlerinden biri. Bu seçimler ülkedeki birçok dengeyi alt üst etti. Hürriyet’in 4 Kasım manşetindeki gibi “Sosyal patlama sandıkta oldu.”
12 Eylül sonrası ülkenin ilk sivil iktidarını yıllarca yöneten ANAP da, yılların “umudu” Ecevit’in partisi DSP de, Demirel’in kurup Çiller’e emanet ettiği kıratı DYP de baraj suları altında kaldı… Sandık patlamıştı bir kere.
Bugün 24 Temmuz, Basın Bayramı.
Sansürü resmen kaldıran İkinci Meşrutiyet'in ilan edildiği tarih, 24 Temmuz 1908..
O günden bu yana sansürün bittiğini varsayarak bayram eda ediyoruz uzun süredir.
1908'den bugünlere nice ara dönemler, olağanüstü rejimler yaşandı bu topraklarda.
Ne sansür tamamen kalktı ne de adına yaraşır şekilde kutlandı bu bayram...
Kesintili, sıkıntılı da olsa sistemin adı demokrasiydi.
Sonra bir gün bu topraklara ileri demokrasi geldi.
Her şeyin ilerisi makbuldü. İleri matematik olur da ileri demokrasi olmaz mıydı...
Astronomik transfer ücretiyle transfer olduğu kanalda Ramazan programları yapan Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, dini soruların yanı sıra sosyal yaşamı da yakından ilgilendiren sorular alıyor.
“Ben sevdiğime kavuşmak için, sevdiğim de başkasına kavuşmak için dua ediyor. Hangimizin duası kabul olur?” gibi ilginç sorulara sahne olan programın şöhretli sunucusu, dün akşamki iftarda sosyal medya konusunda da fetva vermiş.
“Cinayet, zina, gıybet, yetim mali yemek” gibi büyük günahları sıraladıktan sonra konuyu sosyal medyaya getirmiş.
Hatipoğlu’na göre sosyal medyada konuşmak, büyük günahların arasında saydığı “gıybet”e giriyor. Yani, dedikodu ve çekiştirme.
Tweet attıkları için evleri basılıp gözaltına alınanlara tanık olmuştuk.
Seçim meydanlarında hedef gösterilip ülkeden ayrılmak zorunda kalanlar da olmuştu.
Ama artık sadece kamu otoritesi değil, dini otorite de sosyal medyayı büyük günahlar statüsüne soktu.
Allah sonumuzu hayretsin.
Davutoğlu’nun 19 Ağustos 2012 tarihli bu açıklaması, ertesi gün İsmet Berkan imzasıyla Hürriyet’e şu başlıkla manşet olmuştu: “Kritik eşik 100 bin kişi”
Bakan’ın bu sözlerinin üzerinden yaklaşık iki yıl geçti.
Suriye’de son birkaç yılda yaşanan karışıklıklar nedeniyle sınırlarımızdan içeriye yaklaşık 2 milyona yakın Suriyeli akın etti.
Resmi rakamlara göre bu insanların sadece dörtte biri, onlar için hazırlanan sınır bölgelerindeki kamplarda yaşıyor.
Büyük bölümü ise başta İstanbul olmak üzere metropollere gitti.
Acil servis ambulansının şoförü mü kendisi? Karaborsa biletçileri kovalayan polis hiç değil...
Yoksa transfer borsasından kaçan bir fırsatı mı kovalıyor?
Yangını söndürmeye giden arazöz de değil kullandığı…
Bildiğiniz makam aracı, tepesinde de sadece yasalarla belirlenen kimselerin kullanabildiği bir lamba…
Halkın takımının patronunu, halktan daha önemli ve öncelikli kılan neyse…
Orman, önceki akşam Bebek’te bu tepe lambalı aracıyla görüldü…
x x x
“Bu olayın (Gezi) arkasında CHP zihniyeti ve aşırı uçlar var.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3 Haziran 2013.
x x x
“Bu olayın (Gezi) arkasında CHP zihniyeti ve aşırı uçlar var.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3 Haziran 2013.
x x x
“Gezi Parkı olaylarının arkasında Houston ve 200 bin kişilik 'Zello' örgütü var.”
Yeni Şafak Gazetesi, 6 Haziran 2013.