Paylaş
Kimi zaman sizi hayal kırıklığına uğratır, üzer ve sinirlendirir, kimi zaman da daha hırslı, üretken ve yenilikçi olmanızı sağlar. Her gün düzenli yürüyüş yapmanın faydaları da şaşırtıyor. Düzenli yürüyüş, kalp hastalıklarından obeziteye kadar birçok sağlık sorununu önleyebiliyor. Ancak uzmanlar, ‘aşk’ın uzun vadede kalp krizi riskini azalttığını, mutlu ve huzurlu bir ilişki yaşayan çiftlerde uyku kalitesin arttığını ve kalp krizi riskinin azaldığını ifade ediyor.
Özel Tınaztepe Galen Hastanesi Başhekimi, genel cerrahi uzmanı Prof. Dr. Gökhan Akbulut, “stres faydalı, yürüyüş çok faydalı, ancak aşık olmak çok daha faydalı” dedi ve şu bilgileri verdi:
1- Aşık ol, sev. Aşık olmak vücutta mutluluk hissi oluşturan serotonin ve oksitosin gibi kimyasal maddelerin en fazla salgılanmasını sağlayan olaylardan biri. Bu kimyasallar, sevdiğimiz bir insana sarıldığımızda da bol miktarda salgılanıyor. Mutluluğun iyileştirici gücü var.
2- Hareket et! Açık havada uzun yürüyüşler yapmak en iyi sporlardan biri. Kalbi, vücut kaslarını çalıştırıyor ve eklemleri çok zorlamıyor. Özellikle ileri yaşlarda tercih edilmeli. Yüzmek de buna eklenebilir. Özellikle açık havada ve doğa içinde yapılacak uzun yürüyüşler, sohbetini sevdiğiniz bir kişiyle yapıyorsanız, zihninizi, ruhunuzu ve akciğerlerinizi temizliyor.
3- Stressiz hayat olur mu? Olmaz. Stres vücudu zinde tutar. Zihniniz, bedeniniz savaşmaya, mücadele etmeye hazır hale gelir. Avcı ve toplayıcı olarak yaşadığımız zamanlarda hayatımızı tehdit eden durumlara karşı yoğun miktarda adrenalin salgılardık. Bu salgılar, savaşmak ya da kaçmak için vücudun ihtiyaç duyacağı değişimleri sağlardı. Ancak günümüzde trafik, gürültü, hava kirliliği, hayat pahalılığı da benzer hormonları salgılamamıza neden oluyor. Bu aşırıya kaçtığında dengemiz bozuluyor. Bu sebeple kararında stres gerekiyor. Hayatın içindeyseniz, stres her zaman var olacaktır. Dozunu siz ayarlayabilirseniz, vücudunuza zarar vermeden atalarımızdan kalan bu mirası etkin bir şekilde kullanabilirsiniz. İşleyen Demir ışıldar...
4- Ne yersen ye, yeterince ye! Paracelcus’un bir sözü var: ‘Her şey zehirdir, gereğinden fazla alınmamalıdır’. Yaşadığınız ortamda yetişen sebzeler ve meyveler, taze tüketilen yiyecekler, genetik yapınıza en uygun yiyeceklerdir. Dengeli beslenen bir kişinin ek vitamine ve destekleyici gıdalara ihtiyacı olmaz. Bulunduğunuz coğrafyadaki gıdalar atalarınız tarafından da tüketiliyordu. Genleriniz onları tanıyacaktır. Genetiği değiştirilmiş gıdalar, genetik yapınıza zarar veriyor mu? Bunu çok iyi bilmiyoruz. Ama mantık silsilesi içinde doğru olabilir. Ancak şunu da unutmamak gerek: Dünyamız, sadece 500 milyon insanı besleyebilecek güce sahip. Daha fazla üreyerek bunun 15 katı nüfusa ulaştık. Bu kadar insanı doğal beslemek çok kolay değil.
5- Dumandan uzak dur! Sigara, dünyada önlenebilir ölümlerin yüzde 95’inden sorumlu. Özellikle dumanındaki katran. Sigara gibi hava kirliliği, asfalt buharı ve duman, kansere ve akciğer hastalıklarına neden oluyor. ‘Sağlıklı bir nefes gibisi yoktur’ demiş Sultan Süleyman. Temiz hava, dumansız hava, sağlıklı alınan bir nefes, en güzel armağan değil mi? Sonuç olarak, ne yaparsanız yapın, orta karar ve keyifle yapın.
Paylaş