Paylaş
Uzay teknolojisinin ameliyathanelere girmiş hali olarak tanımlanan ‘Da Vinci’ ile yapılan ameliyatların sayısı ise 1.5 milyonu geçti. Türkiye de bu gelişmeden uzak durmadı ve ilk ‘Da Vinci’ robot 2004 yılında girdi. Ardından hızla daha fazla sayıda hastane aldı. Kısa sürede robotik sistem hastaneler için bir prestij haline geldi. İzmir’de de robotik sistem Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kullanılmaya başlandı.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Semerci, kliniklerinde robotik cerrahi sistemle 450 ameliyat gerçekleştirdiklerini belirterek, şunları aktardı;
NASA öncülüğünde başladı
“Robotik sistemlerin cerrahi alanlarda kullanıma girmesi heyecan verici teknolojik bir gelişim. Bu tür sistemlerin geliştirilmesine 1970’li yıllarda NASA öncülüğünde başlandı. İlk olarak 1997 yılında Vinci robotik sistemin prototipi ortaya çıkartıldı. 2012’de EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’ın gayretleri sonucu üniversite ve kliniğimize bu sistem kazandırıldı. Üroloji branşında robotik cerrahinin prostat kanseri, böbrek, böbrek üstü bezi ve mesane ameliyatlarında uygulanıyor. Kliniğimizde 2012 yılından bu güne kadar 450’nin üzerinde robotik ameliyat yapıldı.”
ÖZELLİKLERİ VE AVANTAJLARI
* Robotik sistem bir cerrah konsolu, robotik kolları taşıyan ünite, 3 boyutlu görüntü veren bir optik sistem ve 540 dereceye kadar hareket kabiliyeti sağlayabilen cerrahi enstrümanlardan oluşuyor.
* Bu kameralar ile operasyon alanı 10-12 kat büyütülebiliyor.
* Sistemin avantajları daha az kan kaybı, daha az hastanede kalış süresi, daha az ağrı, daha iyi kanser kontrolüdür.
* Genellikle hastalara kan nakli yapılmamaktadır.
* Hastalar açık operasyonlara oranla ameliyat kesilerinin küçük olması ve kan kaybının çok daha az olması nedeniyle daha erken taburcu edilebilmektedir.
* Sistemin derinlik hissi olan 3 boyutlu görüntüsü ile cerrah kanserli dokuyu daha net olarak görüp ayırabilmektedir ve çevre organlara zararı azdır.
* Prostat kanseri nedeniyle yapılan robotik prostatektomi de açık cerrahiye oranla idrar kontrolü daha erken sağlanmaktadır.
Prof. Ulman’a Hizmet Ödülü
EGE Üniversitesi Çocuk Cerrahisi’nden Prof. Dr. İbrahim Ulman, Rotary 2440. Bölge Elektronik Kulübü tarafından 2016 Meslek Hizmet Ödülü’ne layık bulundu. E-Kulüp üyelerinden Dr. Sibel Akkol, Dr. İsmail Akkol ve müzisyen İclal Kardiçalı, Prof. Ulman’ı muayenehanesinde ziyaret ederek ödülü sundu.
Saman alerjisine dikkat!
ÖZEL Gözde İzmir Hastanesi KBB Uzmanı Opr. Dr. Ebru Bozdemir, halk arasında ‘saman nezlesi’ olarak bilinen ‘mevsimsel alerjik rinit’ hastalığının bahar mevsimiyle birlikte görülme sıklığının arttığını söyledi. Polen, ev tozları ve akarların tetiklediği hastalığın göz-burun akıntısı, üst üste gelen hapşırıklar, boğazda yanma, kaşıntı veya yabancı cisim hissi gibi belirtiler gösterdiğini kaydeden Dr. Bozdemir, “Sebeplerden biri de genetik kalıtımdır. Eğer bir kişinin ailesinde astım, alt ve üst solunum yolları rahatsızlığı varsa saman alerjisi görülme riski de artar” dedi. Bu rahatsızlığın günlük yaşamı olumsuz etkilediğini, baş ağrısı, halsizlik ve konsantrasyon eksikliğine yol açtığını dile getiren Opr. Dr. Ebru Bozdemir, hastalara öncelikle hangi polene karşı duyarlı olduklarını anlamak için cilt testleri yapıldığını, sonrasında ise damla, tablet, aşı tedavisi uygulandığını sözlerine ekledi.
Meme kanserine psikolojik destek
BUCA Tıp Merkezi Psikiyatri Bölümü uzmanlarından Dr. Asusinem Akyalçın Kırdök, kadınların korkulu rüyası olan meme kanserinin tedavisinde psikolojik boyutun da göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti.
Yaşam kalitesini artırmada psikolojik desteğin önemine vurgu yapan Kırdök, kanser tanısı konduktan sonra yaşanan fiziksel değişimler, cerrahi ve medikal tedavilerin hastayı sabır gerektiren bir sürece sürüklediğini belirterek, şunları söyledi:
“Kanserli hastada tıpkı sevilen birinin kaybı gibi sağlığın ani kaybının yas süreci başlıyor. Yas sürecine benzer evreleler gelişiyor. Bunlar; Şok, inkar, pazarlık, hüzün, öfke ve kabullenme şeklinde sıralanıyor. Duygulardan kaçmak yerine baş etme becerilerini güçlendirmek veya yeni baş etme becerileri kazandırmak en önemli hedef olmalı.”
Paylaş