Renkli beslenin sağlıklı olun

FONKSİYONEL tıp, rahatsızlıkların nasıl ve neden oluştuğunu belirler, her birey için hastalığın temel nedenlerini ele alarak sağlığa kavuşturur. IFM sertifikalı fonksiyonel tıp uzmanı Dr. İrem Ergün, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.

Haberin Devamı


Fonksiyonel tıp modeli, hastaları ve hekimleri, hastalığın altında yatan nedenleri ele almak ve en uygun sağlığa, iyileşmeye kavuşmak için birlikte çalışmaya teşvik eden bireyselleştirilmiş, hasta merkezli, bilim temelli bir yaklaşımdır. Her kişinin genetik, biyokimyasal ve yaşam tarzı faktörlerinin ayrıntılı bir şekilde anlaşılmasını gerektirir ve bu bulguları kişiye özel tedavileri planlamak ve en iyi sonuçları almak için kullanır. Bu yaklaşımda semptomlardan, şikayetlerden ziyade, kök nedenini ele alarak hastalığın karmaşıklığını tanımlamaya yönelmişlerdir. Bir durumun birçok farklı sebebi olduğunu ve aynı şekilde bir nedenin birçok farklı soruna yol açabileceğini görebiliriz. Sonuç olarak, fonksiyonel tıp tedavileri her bir bireydeki hastalığın spesifik belirtilerini hedeflerken, sistemlerin ve tüm bedenin sürekli sağlıklı olmasını da sağlar. Özellikle kronikleşmiş sağlık sorunlarının altında yatan beslenme, yaşam şekli, duygusal, genetik yapı bir arada değerlendirilir ve tümü için kişi desteklenerek sağlığına kavuşur. En önemlisi de bu sağlığı sürdürmeyi öğrenir.

Haberin Devamı

YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİN
Besinler ve beslenme, fonksiyonel tıbbın ana konusudur. Sağlıklı bir hayatın sürdürülmesinin merkezinde yer alır. Fonksiyonel tıp, genel tıbbın hastalık merkezli yaklaşımından daha ileriye giderek, kişi merkezli bir yaklaşımla 21’inci Yüzyıl’ın sağlık ihtiyaçlarına cevap verecek bir metotla çalışır. Fonksiyonel tıpta esas olan, kişinin bütünüdür ve hekim topladığı detaylı bilgilerle genetik, çevresel, yaşam tarzına bağlı faktörlerin kişinin sağlığı üzerindeki etkilerini ve o kişi için kompleks-kronik hastalıkları nasıl tetikleyebildiğini değerlendirir. Bu analizin sonunda kişi için uzun vadeli olarak sağlığın korunabileceği bir plan, hayat tarzı programı oluşturulur.
Beslenme alışkanlıklarımızdaki yanlışların yaşam boyu süren hemen bütün sorunlarda karşımıza çıktığını artık biliyoruz. Biyolojimizi ve dolayısıyla psikolojimizi de beslenmemizi değiştirerek istediğimiz iyilik haline dönüştürebilir ya da hiç istemediğimiz sorunlara yol açabiliriz. Fonksiyonel beslenmede temel kurallar geçerli olduğu gibi daha önemlisi kişinin sağlık sorunları ve yaşam şekline göre de planlama yapılır. Bu konudaki çalışmalar ve sonuçlar sadece sağlıklı yaşam için değil, çok önemli hastalıkların tedavisi için de şaşırtıcı ve umut vericidir.
Örneğin, bağışıklık sistemimiz ve zihinsel faaliyetlerimizin de bağırsak floramızla ne kadar yakın ilişkili olduğunu biliyor musunuz? Dolayısıyla yediklerimiz burada da çok önemli. Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmamız hem akut, hem de kronik hastalıklarımız için çok önemli. Bunun için günlük beslenme şeklimizi ve yediklerimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Bu değişiklikler aynı zamanda zihinsel faaliyetlerimizi de kuvvetlendirir.

Haberin Devamı

YARARLARI SAYMAKLA BİTMİYOR
Her gün mutlaka yeşil yapraklıları, yeşilin her tonunda sebzeleri beslenmemize katmamız gerekiyor. Sebzenin ağırlıklı olduğu beslenmenin yanına mutlaka iyi yağları (zeytinyağı, keten tohumu yağı, hindistan cevizi yağı ve avocado yağı gibi), baklagilleri, ceviz, badem ve çekirdekleri eklememiz gerekiyor. Bütün bunlar, özellikle E vitamini, omega 3, folik asit ve C vitamini açısından zengin ve kıymetlidir.
Folik asit hafızayı güçlendirmede önemlidir. Mercimek, turunçlar ve yeşiller... Avakado, fasulye, ıspanak, kuşkonmaz ve diğerleri... Antioksidanlarla daha sağlıklı beyin ve bağışıklık... Unutkanlık için balık yemeyi de unutmayalım. Omega 3 yağ asidi bakımından zengin olan balık, beyin fonksiyonlarının daha düzgün çalışmasına yardımcı olur. Omega 3 beyin için daha fazla oksijen sağlayarak eski bilgileri hatırlamasını sağlar. Balık yemek ayrıca yoğun stres altında daha hızlı düşünmeye yardımcı olur.
Meyveleri de unutmamak gerekir. Özellikle yaban mersini, karadut, çilek gibi bazı meyveler yüksek oranda antioksidan içermektedir. Beynin daha uzun süre sağlıklı kalmasını sağlayan antioksidan içerikli bu gıdaları tüketen yaşlı insanların kısa dönem hafızalarının geliştiği görülmektedir. Bunun yanında yaban mersininin sinir hücreleri ile etkileşime geçerek belleği geliştirdiği ve strese karşı beyni koruduğunu ortaya koyan çalışmalar da bulunmaktadır.
Hem sebzeleri, hem de meyveleri renklere göre seçmek keyifli ve faydalı. Hep aynı renklerde beslenmeye başladığınızda araya mutlaka unuttuklarınızı koymaya başlayın. Beyazlar, kereviz, lahana, karnıbahar... Turuncular, havuç, balkabağı, hurma, kayısı... Morlar, pancar, yaban mersini, mor havuç, patlıcan... Ve yeşiller saymakla bitmez.

Yazarın Tüm Yazıları