Paylaş
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Akın, kalp hastalarının bayramda dikkatli olmaları gerektiğini belirterek şu bilgileri paylaştı:
“Hastalığı ile ilgili kontrol sağlanamayan, kontrol altında olmayan, ilaçlarını düzenli kullanamayan, devamlı yakınmaları olan ve hastaneye yatmaları gerekenlerin oruç tutmaları yaşamsal risk oluşturabilmektedir. İftar ve sahurda aşırı su ve tuz yüklenmesi kalp yetersizliğinde kötüleşme, klinik tabloda bozulmaya neden olabilir. Sıvı ve mineral dengesizliği ritm bozukluklarını tetikleyebilir, hipertansif atakların ortaya çıkışını kolaylaştırabilir, bazen de kan basıncının düşmesine sebep olur. Hastalarda halsizlik, fenalık hissi, hatta baygınlık atakları gelişebilir. Hastalığı olan yaşlıların daha sıkı ve dikkatli izlenmeleri gerekmektedir. Hastalarımızın iftar ve sahurda sebzelerden fakir, hayvani yağlardan ve sakatatlardan zengin gıdalardan uzak durmamaları, aşırı ve hızlı gıda alımı, aşırı karbonhidratlı gıdaları tüketmeleri, su ve tuz tüketimine dikkat etmeme gibi uyumsuzlukları kalp hastalığı tanısı almış kişiler için olumsuzluk yaratabilir. Ramazan ayı boyunca uyku saatlerinde, yeme düzenindeki değişiklikler aç ve susuz kalmak metabolizmayı etkileyebilir. Bayram sevinci ve heyecanıyla beraber yeme düzenimizdeki ani değişime, ılımlı bir şekilde geçiş sağlamalıyız. Midemizi birden bire yükleyip şişirmemeliyiz, öğünlerimize ölçülü ve kontrollü şekilde uyum sağlamalıyız, sabah kahvaltısında tam tahıllı ekmek ve protein tüketmeyi ihmal etmemeliyiz. Yeme düzenimiz kadar günlük aktivitelerimize ve sporumuza geri dönebiliriz. Sıvı alımını da dengelememiz gerekmektedir. Ramazan ayı boyunca soframızdan eksik olmayan tatlılarımıza da sınırlama getirip bedenimize getireceği yüke mani olmalıyız. Kalp damar hastalığı tanısı almış hastalarımızın yanı sıra tanı konmamış, kendisini sağlıklı hisseden bireylerin de günlük yaşam ve beslenme düzenlerinde ölçülü, kontrollü ve dengeli davranmalarını sağlık veririm.”
Paylaş