Paylaş
Neyse ki, İzmirliler olarak bizler bu konuda biraz daha duyarlı olmanın gururunu yaşıyoruz. Ancak bu yeterli mi? Geçen Hafta Medicalpark Hastanesi’ni ziyaret ettim. Kurucu Opr. Dr. Zafer Beken ve Başhekim Yardımcısı Dr. Zeki Hozer, organ bağışına değindi. Dr. Hozer, Sağlık Bakanlığı listesine 28 bin 372 hasta kayıtlı olduğunu söyledi ve “Ülke çapında, hastalar, 20 bin 820 böbrek, 2 bin 43 karaciğer, 391 kalp, 235 pankreas, 37 akciğer, 4 bin 842 kornea ve 4 kalp kapakçığı bekliyor” dedi, şu bilgileri verdi:
“Maalesef, organ bekleyen hastalar bu kadar çok iken, organ bağışı yetersiz. Bu yüzden de genellikle canlıdan nakil yapılmakta. Özellikle böbrek ve karaciğer hastaları için bu mümkün olsa da diğer organlarda bu söz konusu olamamakta. Geçen yıl yapılan 3 bin 270 organ naklinin 2 bin 527’si canlıdan, 743’ü ise kadavradan alındı. Bu yıl organ nakli rakamları 4 binlerin üzerine çıktı. Rakamlar, organ vericilerinin yüzde 77’sinin canlıdan olduğunu göstermekte. Oysa Avrupa ülkelerinde organ nakillerinin yüzde 80’i kadavra, yüzde 20’si canlı kaynaklı.”
Karaciğer nakli ile hayata döndü İzmir’e hastane kazandırdı
ORGAN bağışı konusunda en duyarlı isimlerinden biri de Opr. Dr. Zafer Beken... Zafer Hoca, 2005 yılında, bir hasta olarak İzmir’e geldiğinde dramatik bir durumda idi. Hastasından aldığı bir virüs karaciğer yetmezliğine yol açmış, koma halinde ve tek tedavi seçeneği karaciğer nakli. Zorlu bir 6 ayın ardından, kız kardeşinin bağışı ile hayata döndüğünde artık kafasında bir düşünce vardı. Uluslararası standartlarda organ nakli ünitesi de olan bir hastaneyi İzmir’e kazandırmak. Nitekim 4 yıl önce bu fikrini gerçekleştirdi.
BAĞIŞ YAPIN HAYAT KURTARIN
Başhekim yardımcısı Dr. Zeki Hozer, hastanenin kuruşu ve sonrası hakkında sözlerini şöyle sürdürdü:
“Medicalpark Hastanesi olarak açılan hastane bugün İzmir Üniversitesi Hastanesi haline geldi. İzmir’in en büyük özel hastanesi ve JCI kalite belgesi ile dünya kalitesinde sağlık hizmeti veriyor. Geçen zamanda organ transplantasyonu ünitesi de açıldı ve 100’e yakın hasta şifa buldu. Genel olarak hastane bir milyona yakın hastaya hizmet verdi ve 50 binin üzerinde ameliyat ile İzmirlilerin derdine derman oldu. Ekonomide yeni iş alanı olarak öne çıkan sağlık turizminde de ülke çapında yaratılan katma değerin yüzde 5’ini sağlar hale geldi. Tam donanımlı 111 nakil merkezinde daha çok kişi hayata tutunsun diye halk bilinçlendirildi. Ancak, binlerce hastanın organ bekleme listelerinde kendilerine sıra gelmeden vefat ettikleri de bir gerçek. Sorun tıbbi altyapı, yetişmiş insan gücü ve nakil merkezi sayısı değil, insanlarımızdaki bilinç ve empati eksikliği olarak karşımız çıkmakta. Mevcut düzenlemelere göre, kişi ölmeden organ bağışına izin vermesine rağmen, birinci derece yakınlarının itirazı, o kişiden organ alınmasını engelliyor. Dünyada bu konuda değişik mevzuatlar var. Şu anki mevzuat nedeni ile her dört organ bağışlayıcının ancak birinden organ alınabilmekte. O yüzden benim de çağrım var. Organ ve doku bağışı yapın, başka hayatları da kurtarın.”
Paylaş