Kronik hastalara Kovid-19 etkisi

İZMİR Ekonomi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilimdalı Öğretim Üyesi, Avrupa Diyabet Çalışma Derneği Üyesi, Obezite-Diyabet Beslenme Derneği Üyesi Prof. Dr. Ayşin Öğe, kovid-19 pandemisinin endokrin sistem üzerine etkisini anlattı:

Haberin Devamı

 


“Pandemi ile birlikte ve insulin direnci, diyabet, tiroid, obezite gibi endokrin hastalıklara sahip hastaların metabolizmalarında olumsuz pek çok patoloji oluşti. Bu konuyla ilgili olarak dünyadaki endokrin merkezleri çeşitli çalışma ve gözlemlerde bulundu. Bunlardan ikisi geniş çaplı çalışma olarak öne çıkıyor. İstanbul merkezli çalışmada 93 bin 571 olgunun yüzde 22,6’sı diyabetli bireylerde 30 günlük mortalitenin (ölüm hızı) 1,6 kat artmış olduğu bildiriliyor. Sağlık Bakanlığı veri tabanı kullanılarak yapılan bir çalışmada da 18 bin 426 hastanın verileri analiz edilerek, diyabeti olmayan hastalara kıyasla daha fazla ölüm olduğu bulunmuştur. Diyabette yer alan mekanizmalardan; kan şekeri regülasyonundaki bozukluklar ve insülin rezistansı, doğal ve adaptif bağışıklıktaki düzensizlikler ve inflamatuvar tepkinin şiddetlenmesi, diyabetik kovid-19 tanılı hastalarda önemli bir mortalite belirleyicisi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Haberin Devamı

BESLENME VE OBEZİTE
Pandemi ile değişen öğün sayısı, beslenme düzeni ve miktarı obezitenin artmasında en önemli faktörlerdir. Karantina sürecinde sosyal hayatın durma noktasına gelmesi, bireylerin farklı ilgi alanlarına yönelmesine yol açtı. Özellikle yemek yapma ve yeni tarifler denemenin popüler olması kaçınılmaz hale geldi. Buna bağlı olarak bireylerin besin tüketimi de artış göstermiştir. Hem yeni lezzetleri keşfetmek hem içinde bulunulan duygu ve durumdan kaçmak, hem de strese bağlı olarak bir şeyler yeme isteğinde artış olması besin tüketimini artırdı. Tercih edilen besinlerin hazır ve paketli gıdalardan, yağ ve karbonhidrattan zengin besinlerden oluşmasına karantina koşullarında fiziksel aktivitenin yetersiz düzeyde olması da eklenince vücut ağırlığında istemsiz artışların olması kaçınılmaz olmuştur. 1036 bireyin katıldığı bir çalışmada, pandemi sürecindeki sosyal izolasyon süreci ve öncesi karşılaştırılmıştır. Çalışma sonucunda katılımcıların yüzde 35’inin vücut ağırlığının arttığı bildirilmiştir.

Haberin Devamı

BAĞIŞIKLIKLA İLİŞKİSİ
Beslenme ve bağışıklık arasında oldukça karmaşık ve güçlü ilişki bulunmaktadır. Epidemiyolojik ve deneysel çalışmalar beslenme, bağışıklık sistemi ve enfeksiyon üçgeninde diyetin önemine işaret etmektedir. Yapılan doğru beslenme müdahaleleri hem makro hem de mikro besin öğeleri alımı ile immün sistemi ve genel halk sağlığını iyileştirmede potansiyel olarak etkili olacaktır. Bu süreçte makro ve mikro besin öğesi gereksinimlerinin yeterli alımını sağlayan bir beslenme planına uyulması, diğer zorunlu tedbirler ile birlikte sağlığın korunmasında etkili olacaktır. Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde (TÜBER2015) önerilen ‘Sağlıklı Yemek Tabağı’ modeline uygun bir beslenme planı, enerji, makro ve mikro besin öğesi gereksinimlerinin karşılanmasını sağlayacaktır. Bunların yanı sıra yeterli su tüketiminin sağlanması ve günlük beslenmede zeytinyağı kullanılması önerilmektedir. Vitaminler, mineraller ve diğer eser elementler immün sistem devamlılığının korumasında çok önemlidir. İmmün sisteminin optimum düzeyde çalışması için yeterli miktarda vitamin, mineral ve eser element alımı gerekmektedir.”

 

Haberin Devamı

Daha işlevsel ve aktif immün sistem için sağlıklı yeterli ve dengeli beslenme (gerek makro gerekse mikro besin öğeleri) bireylerin mortalitesini azaltırken yaşam kalitesini arttırmaya yönelik katkı sunacağı en temel çıkarımımızdır.
Diyetlerde makro ve mikro besinler, sağlıklı beslenmeyi sağlar. Proteinler, karbonhidratlar, yağlar, vitaminler, mineraller, lif ve su hepsi makro ve mikro besinler içerir ve diyetlerde alımı sağlık açısından oldukça önemlidir. İnsanlar diyetlerinde doğru besin dengesine sahip değillerse, belirli sağlık koşullarını geliştirme riskleri artar.
Makro Besinler
Makro besinler, insanların nispeten büyük miktarlarda ihtiyaç duydukları besin maddeleridir ve mikro besinlere nazaran diyetlerde daha önemli ve temel besinlerdir.
1:Karbonhidratlar
Karbonhidratlar şeker, nişasta ve lif türlerinden oluşur. Diyetlerde vücudun enerji miktarını büyük ölçüde karşılarlar.
Şekerler basit karbonhidratlardır. tip 2 diyabet riskini ve komplikasyonlarını artırır.
Lif aynı zamanda bir karbonhidrattır. Vücut, bazı lif türlerini parçalar ve enerji için kullanır; kullandıklarının dışında diğerleri ise bağırsak bakterileri tarafından metabolize edilirken, diğer türler vücuttan atılır.
Lif ve işlenmemiş nişasta, karmaşık karbonhidratlardır. Lif yedikten sonra kişi daha uzun süre tok hissedecektir. Lif ayrıca diyabet, kardiyovasküler hastalık ve kolorektal kanser riskini de azaltabilir. Karmaşık karbonhidratlar, şekerler ve rafine karbonhidratlardan daha sağlıklı bir seçimdir.
2:Proteinler
Proteinler, doğal olarak oluşan organik bileşikler olan amino asitlerden oluşur. Proteinler ayrıca makro besinler olarak bilinir ve diyetlerde mikro besinlere kıyasla temel besin kaynakları olup tüketilmesi sağlık açısından oldukça önemlidir.
Bitki bazlı yiyeceklerin çoğu tam protein içermez, bu nedenle vegan diyeti uygulayan bir kişinin gün boyunca temel amino asitleri sağlayan çeşitli yiyecekler yemesi gerekir.

3:Yağlar

Haberin Devamı

Yağlar birer makro besindir ve mikro besinlere kısayla diyetlerde temel besinler olarak gruplandırılırlar.
kısaca aşağıdakiler için gereklidir:
Vücudun yağ ihtiyacı olan bağlantıları
Organların hormon üretmesine yardımcı olmak
Vücudun belirli vitaminleri emmesini sağlamak
İltihabı azaltmak
Beyin sağlığını korumak
Çok fazla yağ obezite, yüksek kolesterol, karaciğer hastalığı ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir.
Bununla birlikte, bir kişinin yediği yağ türü bir fark yaratır. Zeytinyağı gibi doymamış yağlar, hayvanlardan gelme eğiliminde olan doymuş yağlardan daha sağlıklıdır.

4:Su

Yetişkin insan vücudu% 60’a kadar sudur ve birçok işlem için suya ihtiyaç duyar. Su kalori içermez ve enerji sağlamaz.
Pek çok insan günde 2 litre veya 8 bardak su tüketmeyi tavsiye eder, ancak meyve ve sebze gibi diyet kaynaklarından da gelebilir. Yeterli hidrasyon soluk sarı idrarla sonuçlanacaktır.
Mikro Besinler
Mikro besinler, diyetlerde makro besinlerden farklıdır ve küçük miktarlarda gereklidir. Vitamin ve mineral içerirler. Üreticiler bazen bunları yiyeceklere ekler. Örnekler arasında güçlendirilmiş tahıllar ve pirinç bulunur.

MİNERALLER

Haberin Devamı

Vücudun karbon, hidrojen, oksijen ve nitrojene ihtiyacı vardır.
Aynı zamanda demir, potasyum gibi diyet minerallerine de ihtiyaç duyar.
Diyetlerde makro besinlere ihtiyaç duyulduğu gibi mikro besinler de vitamin ve mineral sağlama açısından oldukça büyük öneme sahiptir
Çoğu durumda, çeşitli ve dengeli bir diyet, bir kişinin ihtiyaç duyduğu mineralleri sağlayacaktır. Bir eksiklik ortaya çıkarsa, doktor takviyeleri önerebilir.
İşte vücudun iyi çalışması için ihtiyaç duyduğu minerallerden bazıları.
Potasyum,Sodyum,Kalsiyum,Fosfor,Magnezyum,Çinko,Demir,Manganez,Bakır,Selenyum

VİTAMİNLER

Vitaminler mikro besinler olarak bilinirler ve makro besinler kadar diyetlerde tüketilmesi önem taşımaktadır, ancak diyetlerde makro besinler kadar fazla tüketilmesi yerine, mikro besinler dengeli ve yeterli miktarda tüketilmelidirler. Vitaminler şunlar olabilir:
Suda çözünür: Sekiz B vitamini ve C vitamini
Yağda çözünür: A, D, E ve K Vitaminleri

Yazarın Tüm Yazıları