KANSER geri kalmış ülkelerde geç teşhis edildiği için ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer alıyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Ensititüsü Müdürü Prof. Dr. Münir Kınay, kanserin özellikle az gelişmiş ülkelerde erken tanı oranlarının çok düşük olduğuna dikkat çekti.
Gelişmiş ülkelerde erken teşhis, tedavi, eğitim ve muayene imkanının kanser nedeniyle yaşamını yitirme riskini azalttığını belirten Prof. Kınay, "Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde ise erken tanı oranları düşük. Mesela gelişmiş ülkelerde kanseri erken yakalama oranı yüzde 50 iken, az gelişmiş ülkelerde yüzde 25 civarında. Dolayısıyla ileri evrede kanser hastasının iyileşmesi zorlaşıyor" dedi.
Özellikle, eğitimin çok önemli olduğunu vurgulayan Kınay konuyla ilgili şunları söyledi:
"İlk basamak hekimlerinin iyi eğitilmesi lazım, çünkü çoğu kez kanserli hastayı ilk o görüyor. Eğer iyi eğitimliyse uzman merkeze gönderiyor. Eğitimli değilse anlayamıyor, basit bir hastalık gibi düşünüyor. Böyle olunca kanser ileri evrede ortaya çıktığı için yaşamsal risk artıyor. Her uzmanlıkta kliniklerin kendi dallarındaki eğitimi geliştirmesi, devletin ilk basamak hekimlerine eğitim vermesi şart. Üniversitelerde onkoloji eğitimi klinik öncesi iyi işlenmeli. Çünkü kalp hastalıklarından sonra ikinci öldüren hastalık. Kanserin ekonomisi çok yüksek. Erken yakalanmadığı taktirde iyileşmesi olanaksız, bunun için tarama, bilgi ve eğitim önemli."
Göz tansiyonunu ihmal etmeyin
EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Kliniği’nden emekli Prof. Dr. Kutay Andaç, glokomun (göz tansiyonunun) kan akımı zayıf kişilerde daha çok görüldüğünü söyledi. Glokomun son 10 yılda çok değiştiğini, bugün körlük sıralamasında dünyada ikinci sırada olduğunu belirten Prof. Dr. Andaç, "Erken tanı ve uygun tedavi önemli. Göz içi basıncına ve göz tansiyonuna glokom derdik. Ama kan akımı ile göz tansiyonunun ilişkisi ortaya çıktı. Bazı kimselerde kan akımı zayıf, göz tansiyonu normal ise bu glokomdur ve tedavi gerekir. Kan akımı zayıf ve dengesi bozuk olan hastalarda tedavi, ameliyat ya da lazerle basıncı düşürmek zorundayız, normal bile olsa. Bazı kimselerde göz tansiyonu normal değerlerin üzerinde ama hiçbir glokom belirtisi görülmüyordur. Çünkü kan akımı, denge güzeldir, göze hasar yapmamıştır. Bu hastalara ilaç bile vermiyoruz. Göz tansiyonu normalin üzerinde olmasına rağmen buna bağlı hareket edilmiyor. Bu tipler sinsi seyreden glokom türüdür" dedi.
Ramazan’da nasıl sağlıklı besleniriz
RAMAZAN’da orucun anlamı, ruhu ve bedeni arındırmak, vücudumuza zarar verecek yiyecek ve içeceklerden ve de ruhumuza zarar verecek, kin, öfke, intikam, gurur, kıskançlık gibi duygulardan uzak kalarak ruhsal ve bedensel "detoks" yapmaktır. Ama maalesef zengin iftar ve sahur sofraları, oruç tutanlar kadar biz sağlıklı beslenme ve obezite ile ilgili hekimleri de baştan çıkarmaktadır.
"Protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral bakımından dengeli ve çeşitli beslenmeye dikket etmeliyiz" diyen Akupunktur ve Mezoterapi Uzmanı Dr. A. Tayfur Yağcı, beslenmeyi iftar ve sahura bölüp, meyve ağırlıklı ara öğünle de destekleyip, bol su içerek vücudumuzun sıvı ihtiyacını karşılamamız gerektiğini söyledi.
Ramazan’da dengesiz ve sağlıksız beslenen kişilerde, başta mide-barsak sistemi olmak üzere birçok hastalık riskinin de arttığını belirten Dr. A. Yağcı, nelere dikkat edilmesi gerektiğini şöyle sıraladı:
İftar ve sahurda yapılan yanlış beslenmeler:
ÈSahura kalkmamak, fazla miktarda yağlı besinler tüketmek, iftarda çok miktarda ve çeşitte yemek yemek, yağlı, kan şekerini hızla yükselten gıdalarla beslenmek, hızlı yemek ve yeteri kadar sıvı tüketmemek.
È Kalp ve şeker hastaları, böbrek yetmezliği olanlar, vücut direncini düşüren ağır hastalık geçirenler ve hamilelerin oruç tutmaları sakıncalıdır.
Ramazan ayında
uymamız gereken kurallar:
Èİftara önce hafif, az yağlı yemekle başlamalıyız.
ÈKızartma ve yağlı besinler yerine ızgara, haşlama, buğulama gibi hafif yemekler tercih edilmelidir.
ÈYemekleri yavaş ve küçük porsiyonlarla tüketmeliyiz.
ÈHafif sütlü tatlılar, güllaç, hoşaf, komposto ve dondurma yenilebilir.
Èİftar ile sahur arası ara öğünde en iyi seçenek meyvedir.
È2-2.5 litre su ihtiyacımız için bol su içmeliyiz.
ÈHaftada 3 kez yürüyüş yaparak egzersize devam edilmeli.
ÈMutlaka sahura kalkılmalı ve hafif yiyecekler yenmelidir.