Paylaş
Metabolik sendromun erkeğe yansıttığı komplikasyon ve kronik hastalıkların, kardiyak riski kadınlara oranla daha fazla olduğunu söyleyen Doç. Dr. Öğe, “Erkeklerdeki yağlanma daha çok göbek çevresindeki yağlanmadır. Bu da bizim organ yağlanması dediğimiz yağlanmadır, organ yağlanmasıda kalp, şeker, kolesterol, tansiyon yüksekliği, beyin felci, prostat, kolon kanseri gibi hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur. Kadınlarda osterojen nedeniyle daha çok göbek çevresi değil, kalçada olan bir yağlanma vardır. Bu bizim elma ve armut tipi dediğimiz yağlanma şeklidir. Dolayısıyla organ yağlanmaları daha azdır, erkekler göbek çevresindeki yağ dokusundan dolayı, kadınlara göre kalp krizi açısından daha çok risk altındadır” dedi.
Bel çevresi bir ölçü
Bel çevresi 102 santimin üstündeki bir erkeğin kalp, şeker metabolik sendrom konusunda 4-5 kat daha fazla risk grubunda olduğu ve bunun bilimsel kanıtlandığını belirten Doç. Dr. Ayşin Öğe, şunları söyledi:
“Normal bel çevresi kadınlarda 82’nin, erkeklerde 92’nin altında olması gekekir. 102’nin üstü kalp hastalığı, prostat, kolon, şeker, yüksek tansiyon gibi hastalıkları beraberinde getirir. Yağ dokusu normal olduğunda son derece ideal hormonlar salgılar, ama artarsa yağ dokusu organların etrafını sarar. Yüzbinlerce yağ hücresi 30’a yakın hormon salgılamaya başlar ve kanda pıhtılaşma yapar. Şeker yükselir, kolesterol artar, tansiyon yükselir. Sağlıklı vücut kitle endeksinin, boy ve kilo ile orantılı olması gerekir. Yani 24-25 vücut kitle endeksi sağlıklı bir yağ dokunuz var demektir. Bu boyutu aşmayan yağ dokusu sizi kronik hastalıklardan korur. Haftada 3 gün egzersizi 45 dakikalık yürüyüşlerle desteklerseniz kronik hastalıklardan uzak durmayı ve kaliteli bir yaşamı garanti altına almış olursunuz, aksi takdirde organ yağlanması hepsini tetikler.”
Hemşirelerin buluşması
EGE Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu 1980 yılı mezunları lokalde bir araya geldi. Eski günlerini anan yüksek hemşireler, meslekte 29 yılı geride bırakıp emekli olan Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Başhemşiresi Handan Hepgünay, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniğinden hemşire Füsun Kıyıcı’ya hediyeler verdi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 29 yılı geride bırakmanın onurunu ve gururunu yaşayan hemşireler günün anısına hatıra fotoğrafı çektirdi. Mesleklerinin bilgi, beceri, sabır, şevkat ve hoşgörü gerektirdiğini belirten hemşireler, temelde insan sevgisinin yattığını, ekip çalışmasının önemini vurgulayarak “Başarının sürekliliği için eğitim desteğinin olması gerekir” dedi.
Kan ver riski öğren
İZMİR Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Eşrefpaşa Hastanesi’nde kalp sağlığı ile ilgili çalışma başlatıldı. Kardiyoloji Kliniği ile Biyokimya Laboratuvarı arasındaki çalışmada kan veren hastaların kandaki lipoprotein değerinede bakılıyor. Eşrefpaşa Hastanesi Biyokimya Uzmanı Dr. Mehmet Hasırcı, “Kötü huylu dediğimiz LDL kolesterol seviyesine baktığımızda kalp hastalığına karşı riski belirliyoruz. Bu riski belirlerken LDL’nin daha alt fraksiyonlarından lipoprotein LPa var. Bu LDL yüksekliğinin gerçekten kalp krizi için risk olup olmadığını belirliyor. LPa’nın çalışmamız sırasında belli bir değeri var, normalde görülmemesi gerekiyor. LPa’nın yüksek olması diğer risk faktörlerinden bağımsızdır, sigaradan, alkolden bağımsız bir protein herşey normal. Yine bu LPa protein yüksekse koroner arter hastalığı riski yükseliyor” dedi.
Paylaş