Gebelik ve guatr

Tiroid bezinin büyümesi ile meydana gelen guatr, zaman içerisinde nodül oluşumları ile değişik tiroid hastalıkları biçiminde kendini gösterebilir. Peki tiroid hastalıklarında, yani guatrlılarda gebelik önemli midir?

Sorularımıza yanıt veren Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Taylan Kabalak, öncelikle tiroid bezi hastalığı konusunda şunları söyledi;

“Tiroid bezi son derecede önemli bir iç salgı bezidir. Çünkü salgıladığı hormonla enerjimizi kontrol eder. Tiroid hormonu yetersizse enerjisiz kalırız. Vücudumuz, dokularımız, hücrelerimiz, çalışmak için gerekli enerjiyi kullanamaz. Tiroid hormonu tiroid bezi tarafından yeterli üretilmediğinde hipotiroid dediğimiz önemli bir hastalık ortaya çıkmaktadır, ki bütün vücut fonksiyonları azalıp, yavaşlamaktadır.”

Anne adaylarında durum

Prof. Kabalak, tiroid bezi hastalığını açıkladıktan sonra, bu hastalığın gebelik için önemi konusuna da şöyle açıklık getirdi;

“Bizim nasıl tiroid hormonuna ihtiyacımız varsa, anne karnında bebeğin de tiroid hormonuna ihtiyacı vardır. 24’üncü haftaya kadar bebek kendisi tiroid hormonu üretemez, anne hormonuna muhtaçtır. Bu sebeple anne kanında yeterli tiroid hormonu olmak zorunda. Olmazsa, bebek yeterli gelişimi gösteremeyecek, özellikle beyin dokusu yeterince gelişemeyecektir. IQ düşüklüğü olabilecektir. Tiroid hastası kadınlar en az 2-3 ay önce doktorlarına başvurarak gebelik planladıkları söylemeli; doktor da kan tiroid hormon değerlerini gebelik öncesi normal sınırlara çekmelidir. Eğer gebe kalmışsa, tiroid kontrolu için hemen bir endokrin uzmanına baş vurmalıdır. Gebelik kadın doğum uzmanı ve endokrin uzmanı takibinde ilerlemelidir. Aylık FT4 ve TSH ölçümleri ile endokrin uzmanını ayarladığı ilaç dozu ile bebek, sorunsuz ve sağlıklı olarak doğacaktır.”

İyot alımı da önemli

İyot alımının da gebelikte ayrıca önem kazandığını anlatan Kabalak, “İyot tiroid hormonunun bir yapı taşıdır. Eksikliğinde tiroid hormon yapımı, hem anne hem de bebek için zorlaşacaktır. İyot çok yetersizse IQ 10-12 puan düşük olabileceği gibi, bebek guvatrlı doğabilir. Gebenin iyot ihtiyacının diğer kadınlardan iki kat fazla olduğu dikkate alınarak, gebelik süresince iyot yasakları kaldırılmalıdı. Bebeğin iyot kaynağı anne sütüdür. Anne yeterli iyot alırsa, sütüyle bebeğe yeterli iyot geçebilecektir. Bu sebeple emzirme döneminde de annenin yeterli iyot alması garanti edilmelidir” diye konuştu.

---------------------------------------------------

Alzheimer’a dikkat!

ÖZEL Gözde İzmir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Nazan Pekcan, çoğu kez yavaş ilerleyen Alzheimer’ın felç veya kafa travması geçirenlerde ve 65 yaşın üzerindeki kişilerde görülme riskinin daha yüksek olduğunu söyledi. Alzheimer’ın beynin bilgi, davranış ve günlük yaşam aktivitelerini yapma konularında gösterdiği yetersizlik olduğunu belirten Dr. Pekcan, “Bu hastalarda günlük yaşam aktivitelerini aksatacak derecede unutkanlık yaşanır. Örneğin, daha önce çok güzel yemek yapabilen bir kadın ya sorunlar yaşamaya başlar ya da yapamaz. Tek başına alışveriş yapmada aksamalar, zorlanmalar yaşamaya başlar. Evine giderken kaybolma da sık görülen bir durumdur. Ayırıcı tanıda mutlaka depresyon, B12 eksikliği, tiroid düşünülüp tetkik edilmelidir” dedi.

------------------

Kameralı açık kalp ameliyatıyla şifa

İZMİR’deki Egepol Hastanesi’nde Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin önderliğinde kamera eşliğinde (endoskopik) açık kalp ameliyatı gerçekleştirildi. Doğuştan kalbi delik olan 43 yaşındaki Sami Şaşal, 4 kişilik ekiple gerçekleştirilen operasyonun ardından 4 günde eski sağlığına kavuşarak taburcu oldu.

İzmir’de bir ilk

Benzer durumdaki hastaların uzun yıllar boyunca kalplerindeki deliğin farkına varmadan yaşayabildiğine ve herhangi bir sorunla karşılaşmadıklarına dikkat çeken Doç. Narin, “Hastamızın göğüs kafesini yarmak yerine, sağ meme altından 7.5 santimlik kesikle kalbe müdahalede bulunarak deliği kapadık. Bu ameliyatta kamera kullanarak İzmir’de bir ilki gerçekleştirdik. Bu sayede kesiği neredeyse yarı yarıya azalttık. Bu da hastamızın iyileşme sürecini hızlandırdı” dedi. Sami Şaşal da duygularını, “Artık ne çarpıntım, ne de ağrım var. Kendimi yorgun da hissetmiyorum. Sanki yeniden doğmuş gibiyim” diye aktardı.

--------------

Seyfi Demirsoy’a diyabetik ayak birimi

İZMİR Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne bağlı Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi Diyabetik Ayak Enfeksiyonları Birimi, Buca Diyabetik Ayak Yaraları (DAY) Projesi’nin bir parçası olarak hizmet vermeye hazırlanıyor. Türkiye’de birçok açıdan ilk olacak olan birimin, hastanenin üçüncü katında yer alan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nin içerisinde 10 yataklı olarak faaliyete geçmesi planlanıyor. Diyabetik Ayak Birimi’nde; hastaların ayak ve yara bakımları, diyabet ve istenmeyen durumlar, beslenme ve diyet konularında hastalara davranış eğitimi veren bir birim olması hedefleniyor. Birimde 1 uzman hekim, 1 pratisyen hekim, 1 diyabetik ayak hemşiresi, 1 yara bakım görevlisi (sağlık memuru) görev yapacak.