AVRUPA Acil Tıp Başkan Vekili Dr. Ülkümen Rodoplu, yaz mevsiminin sona ermesi ile birlikte yaşanan iklim değişikliklerinin kalbimiz açısından önemli sonuçlar doğurabileceğini bildirdi.
İklimdeki değişmenin kalp ritmi üzerinde meydana getirebileceği sonuçların krize yol açma ihtimali olduğunu anlatan Rodoplu, günümüzde artık genç hastalarda da rastlanan soruna karşı uyarılarda bulundu. Türkiye’de yaklaşık 2 milyon koroner kalp hastasının bulunduğunu belirten Rodoplu, "Kalp krizi geçiren hastaların yaşam tarzları ve tıbbi geçmişlerine dikkat edilecek olursak bazı özelliklerin ön plana çıktığı görülür. Bunların başında kan kolesterol düzeyinin yüksek olması gelir. Sigara, damar sertliği ve kalp krizi görülme sıklığını artıran en önemli risk faktörlerinden biridir. Öte yandan, şeker hastalığı olanlarda olmayanlara göre kalp krizi geçirme sıklığı iki kat daha fazladır. Bunun yanında bazı kişilerde herhangi bir risk faktörü bulunmaksızın kalp krizi görülebileceğini de unutulmamalıyız" diye konuştu.
Belirtiler ve ilk yardım
Kalp krizinin en korkulan ve bilinmesi gereken belirtisi ani ölümdür. Ani ölüm meydana gelmeyen hastaların büyük çoğunluğunda göğüs ağrısı gelişir. Koroner damarların kısmen tıkalı olduğu hallerde, genelde egzersiz ve ağır stres gibi kalbin oksijen ihtiyacının arttığı durumlarda gelişen, daha kısa süreli ve şiddeti daha az olan; anjina adını verdiğimiz ağrılar olur. Fakat kalp krizinde ağrının daha farklı özellikleri vardır. Klasik olarak kalp krizinde, 30 dakikadan uzun süreli, göğüs kemiği arkasında hissedilen, sıkıştırıcı, baskı, ağırlık veya yanma hissi olarak ifade edilen, egzersizle ilişkisi olmayan, çeneye, sol kola, her iki kola, mide üzerine yayılabilen ağrılar meydana gelir. Kalp krizi geçiren hastalarda görülen bir diğer yakınma da nefes darlığıdır.
Halsizlik, bulantı, kusma ve terleme görülebilir. Bu belirtilerin herhangi biri veya birkaçı olabileceği gibi, belirgin bir yakınma olmadan da kalp krizi gelişebilir. Kalp krizi geçirmekte olduğundan şüphelenilen şuuru açık hastaya verilecek ilk yardımda ilk adım, hastanın sakinleştirilmesi olmalıdır. Soğukkanlı bir şekilde, yumuşak bir tonda hastayla konuşulmalıdır. Hastaya güven telkin edilmelidir. 112 ambulansın erken aranması çok önemlidir. Bu nedenle risk faktörlerinin ve kalp krizinin habercisi olan yakınmaların ve bulguların bilinmesi gerekir.
Ege Form’da doktor
kontrolünde zayıflama
EGE Form Club yöneticisi Güler Köstem, üyelerinin doktor kontrolünde zayıflamalarını sağladıklarını belirtti. Medikal fitness adı verilen yöntemle, kişinin tamamen doktor denetiminde spor yaptığını anlatan Köstem, "Aşırı zorlanmadan, sağlıklı bir diyetle üyelerimiz çok daha rahat kilo veriyor. Üç ayda 10 kilo veren çok üyemiz var. Fazla kilolardan kurtulmak isteyenler, kolesterol, kemik erimesi, kas iskelet sistemi, romatizma, kalp, diyabet ve psikolojik rahatsızlığı olanlar da salonumuzdan yararlanabiliyorlar" dedi.
Organ bağışının yıllık
getirisi 1 milyar dolar
EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Ata Bozoklar, Türkiye genelinde yaklaşık 45 bin hastanın organ beklediğini açıkladı. Bunlardan 31 bininin böbrek hastası olduğunu belirten Bozoklar, "Yaşamlarını önemli bir eksikliğe karşın, diyaliz makinesi yardımıyla da olsa sürdürme şansları olduğundan, diğer hastalara oranla daha şanslı olduğunu düşünüyorum" dedi. Zamanında bulunan ve nakil olunan bir organla hastaların şifa bulacağını hatırlatan Dr. Ata Bozoklar, "Hastalara nakil olacak yeterince organ bulduğumuzda, hem binlerce hastamızın hayatını kurtaracak hem de ülke ekonomisine büyük bir gelir sağlamış olacağız. Bu hastalarımıza organ bulamadığımız için sadece onları kaybetmekle kalmıyor, sağlık harcamalarını da devlet açısından çok ciddi bir biçimde artırmış oluyoruz. Bütün organ bekleyen hastalarımıza nakil yapılabildiğini var saysak yıllık kazancımız milyar doları buluyor. Ülkemizin bu paraya ne kadar çok ihtiyacı olduğunu söylemeye de sanırım gerek yok. O yüzden insanlarımızı organ bağışı konusunda daha duyarlı davranmaya davet ediyorum" diye konuştu.