Paylaş
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Astım tedavisinin amacı, hastalığın kontrol altına alınması ve bu durumun devam ettirilmesidir. Astım tedavisi ulusal ve uluslararası uzmanların katılımıyla hazırlanan ve her yıl yenilenen rehberdeki önerilere göre yapılmaktadır. Uluslararası ve ulusal astım rehberindeki en önemli yenilik nefes açıcı (kurtarıcı) ilaçların astım tedavisinde artık tek başına kullanılması yerine mutlaka asıl tedavi edici ilaç olan inhaler kortizon ile birlikte alınması önerisidir. Tedaviyle astımlıların önemli bir kısmı iş ve okul dahil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile ilgili herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı nefes yoluyla (inhalasyon) ile kullanılan ilaçlardır ve bu yolla daha az yan etki ile direk hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluştururlar. Bu cihazların (İnhalerler) önerilen şekilde doğru kullanılması tedavinin etkin yapılabilmesi için çok önemlidir. Eğer, hekim hasta işbirliği kurulamaz , inhaler ilaç düzenli ve doğru bir şekilde kullanılmazsa, astım kontrol altına alınamazsa, hastaların günlük aktivitelerinde ciddi kısıtlılıklar ve yaşam kalitesinde bozulma meydana gelir.
SPOR YAPABİLİRLER Mİ?
Astımlı hastalar doktorlarıyla paylaşarak ve çevresel tetikleyicilere dikkat ederek yürüyebilirler, hafif koşu yapabilirler, yüzebilirler. Birçok astımlı hasta performans sporlarını yapabilir. Günümüzde dünya rekorları kıran, olimpiyat şampiyonu olan pek çok astımlı sporcu vardır. Astımın önemli belirtilerinden biri egzersizle nefes darlığı ve öksürük olmasıdır. Bu nedenle astımlı hastaların spor aktivitelerinde bulunamayacakları düşünülür. Hatta astımlı çocukları olan aileler, çocuklarının beden dersine katılıp katılamayacaklarını merak ederler. Oysa sporun astım hastalarına hem fiziksel hem ruhsal olarak olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. Bilhassa çocuklarda akciğer gelişimi, henüz tamamlanmadığı için düzenli yapılan egzersizlerin solunum kapasitesinde artışa yol açtığı gösterilmiştir.
EN ÇOK ÖNERİLEN YÜZME
Astımlı hastalar hemen her sporu yapabilse de en çok önerilen spor yüzmedir ve haftada 2-3 kez, 30-45 dakika süre ile yapılması yeterlidir. Ancak küf alerjisi olanların kapalı yüzme havuzlarında yakınmaları artacağı için açık olanları tercih etmeleri önerilir. Küf alerjisi olmasa da havuzlarda dezenfektan olarak kullanılan klor, solunum yollarında tahrişe yol açabildiği için havuza girmekle yakınmaları artan kişilerin denizde yüzmeleri tercih edilebilir. Yine çayır çimen poleni alerjisi olanların ilkbaharda açık havada yapılacak sporlardan kaçınmaları uygun olur. Rüzgarsız havada, kapalı alanlarda veya polenlerin nispeten azaldığı akşam saatlerinde spor yapmaları sağlanabilir.
NELERE DİKKAT EDİLMELİ
Astımın kontrol altında olması için hastaların düzenlenen tedavilere uyması önemlidir. Egzersiz öncesi tedavilere uyulmaması veya ilaçların alınmasının unutulması astım ataklarının ortaya çıkmasına veya acil servislere başvurma gereksinimine yol açabilir. Kişilerin alerjik duyarlılıklarının durumuna göre hava kirliliği, polen ve küflerin dış ortamda yoğun olduğu dönemlerde dış ortamdaki faaliyetler ertelenmeli, kış aylarında baş ve yüzü koruyucu kıyafetler giyilmeli, egzersiz sırasında ağızdan ziyade burundan nefes alınması önerilmeli, egzersizler için dikkatli bir şekilde ısınma ve soğuma için zaman ayrılmalıdır. Egzersiz öncesi ısınma hareketleri 5-10 dakika süren yürüyüş veya hafif hareketlere ilaveten germe-esneme şeklinde olabilir. Hızlı bronş açıcı etkisi olan kurtarıcı inhaler ilaçlar egzersizin başlangıcına mümkün olduğunca yakın sürede kullanılmalıdır.
Aktif bir hayat hedefine ulaşabilmek için; Hasta-hekim işbirliğinin tam olması, tetikleyici faktörlere maruziyetin tanımlanması ve azaltılması, eşlik eden hastalıkların ortaya konması ve tedavisi, verilen tıbbi tedavinin iyi izlenmesi ve hasta uyumunun yüksek olması gerekmektedir. Eğer bunlar başarılırsa aktif bir hayat mümkün.
Paylaş