Paylaş
Bu nedenle bal alacağınız zaman bazı önemli ayrıntılara dikkat etmemiz gerekiyor. Aksi takdirde şifa bulmak için tükettiğiniz bu mucizevi sıvı, size zehir de olabiliyor. Her geçen yıl ile birlikte güvenilir gıdaya ulaşmamız zorlaşıyor. Bu gıdalardan biri de maalesef ki sağlığımıza faydaları saymakla bitmeyen ve doğanın bizlere bir armağanı olan bal. Arıların ürettiği bu altın renkli mucizevi sıvı, yüzyıllardır doğal bir ilaç olarak kullanılıyor. Bunun yanı sıra arı ürünleriyle gerçekleştirilen apiterapi de geleneksel tıp yöntemlerinin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Vitamin ve mineraller açısından çok zengin olan bal, düzenli tüketildiği zaman bağışıklık sistemimizi güçlendirmekle kalmıyor, birçok hastalığa karşı da koruma sağlıyor.
BAL NEDEN ÇOK DEĞERLİ BİR GIDA?
Elbette ki doğanın bizlere sunduğu birçok şifalı besin var. Ancak şunu belirtmeliyim ki balın yeri gerçekten ayrı. Çünkü içeriğinde su, karbonhidrat, proteinler, aminoasitler ile niasin, riboflavin ve pantotenik asit gibi vitaminlerin yanı sıra kalsiyum, bakır, demir, magnezyum, manganez, fosfor, potasyum ve çinko gibi mineraller de yer alıyor. Bitmedi, bunların dışında bolca B1, B2, C, B6, B5 ve B3 vitaminleriyle dolu. Tüm bunlara ek olarak geleneksel ilaçlarda doğal bir antiseptik olarak kullanılıyor. Ayrıca çok güçlü bir antioksidan kaynağı. İşte tüm bu özellikleri balı muhteşem bir besin haline getiriyor. Sağlığımıza olan faydaları ise saymakla bitmiyor. İşte bazıları…
-Bağışıklık sistemini güçlendirerek, vücudu enfeksiyonlara karşı koruyor.
-Soğuk algınlığına iyi geliyor, öksürüğü azaltıyor ve boğaz iltihabı tedavisinde de etkili.
-Mide ve bağırsak florasının iyileşmesine yardımcı oluyor. Sindirimi kolaylaştırıyor.
-Beynin daha iyi çalışmasını sağlıyor ve hafızayı güçlendiriyor.
-Ağız ve diş sağlığını koruyor.
-Vücuda güç ve enerji veriyor.
-Uyku problemlerini gidermeye destek oluyor.
-Antioksidan özelliğiyle vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı oluyor.
-Cilde uygulandığı zaman cilt lekelerini azaltıyor ve cildin daha canlı görünmesini sağlıyor.
-Saç bakım maskelerinde kullanıldığında ise saçlara sağlık katıyor.
NEDEN SAĞLIKLI BALA ULAŞMAK ZOR?
Gelelim, özellikle son yıllarda neden sağlıklı ballara ulaşmakta zorlandığımıza. Bunun iki önemli nedeni var. Bir tanesi uzun süredir piyasada satılan sahte ballar. Bir diğeri de bilinçsizce kullanılan tarım ilaçları ile arı sağlığında kullanılan veteriner ilaçlarının ballarda kalıntı sorunu yaratması. Bu durum oldukça önemli. Çünkü pestisitler, kimyasal yapıları nedeniyle tüm canlılar için toksik etki yaratıyor. Ama balda durum biraz daha ciddi. Çünkü bal ve arı ürünlerinin sağlığımıza yararlı olabilmesi için hiçbir yabancı madde içermemesi gerekiyor. Ancak ülkemizin yoğun arıcılık yapılan bölgelerinde gerçekleştirilen analizlerin sonuçlarına baktığımızda bal da dahil olmak üzere arı ürünlerinde çok sayıda pestisit (zehir) kalıntısına rastlanıyor. İşte tüm bu nedenlerden ötürü şifalı ballara ulaşmak zorlaşıyor.
PEKİ, GÜVENLİ BALA NASIL ULAŞACAĞIZ?
İyi haber şu ki hâlâ kalıntı taşımayan ballarımızın olduğunu biliyoruz. Bu nedenle bal almadan önce güvendiğiniz ve laboratuvar analizleri yapılmış ürünleri tercih etmeniz oldukça önemli. Üzerinde etiketi olmayan ve sorduğunuzda analiz raporlarını göstermeyen hiçbir üreticiden bal almamanızı öneririm. Sahte bal içinde aynı taktiği uygulamalısınız. Çünkü balın sahte olduğunu renginden, kokusundan ya da kıvamından anlayamazsınız. Bunu anlamanın tek yolu, gıda kontrol laboratuvarlarında gelişmiş analizler yaptırmaktır. Yapılan analiz raporunda ise balın prolin değeri, HMF değeri, diastaz sayısı, nem oranı, asitlik derecesi, balın su içeriği, iletkenliği, renk değeri ve şeker oranları incelenir. Bunlar arasında ise prolin ve HMF (Hidroksimetil Furfural) değerlerinin kaç olduğu çok önemlidir.
PROLİN VE HMF DEĞERİ NEYİ GÖSTERİR?
Prolin değeri, balın gerçekliğinin, kalitesinin ve antioksidan aktivitelerinin belirlenmesinde kullanılan en önemli parametredir. Sadece balda bulunur ve bunu yapay yollarla dışardan sağlamak mümkün değildir. Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği'ne göre baldaki prolin miktarı en az 300 mg/kg olmalıdır.
TÜMÖR OLUŞUMUNU TETİKLEYEBİLİR
HMF (Hidroksimetil Furfural) ise şekerli gıdaların, uygun olmayan sıcaklıklarda saklanması ve üretimleri sırasında uygulanan ısıl işlemden dolayı meydana gelmektedir. Uygun olmayan şartlarda depolanan ballarda HMF miktarı ciddi oranda artmaktadır. Işık, depo sıcaklığı ve nem, baldaki HMF miktarını etkileyen faktörler arasındadır. HMF’nin yüksek dozda alınması durumunda insan vücudu üzerinde üst solunum, göz, deri ve mukozada tahriş, genotoksik etki ve tümör oluşumunu tetikleme gibi riskleri vardır. Balda HMF değerine, Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği'nde 40 mg/kg'a kadar izin verilmektedir.
Paylaş