Paylaş
Arkadaş da el mecbur bi açıklama yapınca...
Lüp edilen 28’e bu hafta da devam...
* * *
2 bölüm var ki...
1-2 laf etmeden olmaz.
* * *
Arkadaş diyor ki;
Milli takıma uygun görülen başarı priminin dağılımı hususunda medya mensubu belirli kişiler tarafından yürütülmekte olan kampanya ile suni bir gündem yaratılmaya çalışılmaktadır.
* * *
Gündem suni.
Peki.
* * *
Suni’yim, suni’yiz.
Peki.
* * *
Bırak beni, bizi, suniyi muniyi de, 28’e gel, babanın parası değil, kafana göre mi dağıttın, bunu anlat.
Kriteri ne?
Kafana göre mi?
Bu bir.
Herkes, herşey suni olsa bile lüp edilen 28 suni değil.
Gerçek.
Bu iki.
Kesmedi mi yoksa 28?
Bu üç
Suni olmaması için 128’ mi olması lazım.
Kaptanını bi daha gönder, biraz daha istesin başbakan’dan.
Bu dört.
Milletin seçtiği başbakan, milletin takımına 28 milyon vermiş.
Para milletin, millet sorar.
Bu beş.
Ben isim vererek yazıyorum, açık açık Turgay murgay diyorum.
Günlük’e, hatıra defterine de yazmıyorum.
Hürriyet’e yazıyorum.
Sen de isim ver .
Kim bu suni gündem yaratmak isteyen medya mensupları ve niye böyle bir şey yapıyorlar?
Bu altı.
Madem suni gündem yaratıp, suni kampanya yürütüyoruz beni, Mehmet Arslan’ı, Uluç Kardeşleri mahkemeye versene.
Ben, sen olsam, sen de ben olsan, ben seni verirdim.
Bu yedi.
Otel, uçak rezervasyonu işlerine bakan arkadaşa, idari menajerine 1.200.000, 30 yıldır iş aradığın-bulduğun dostuna 1.350.000 verirsen...
Sorarlar adama.
Cehenneme gitsen de cehennemde bulup sorarlar.
Bu sekiz.
Merak edilen şu;
Verdim diyosun da...
Essah verdin mi?
Bu dokuz.
Herkes ligini yorumlattığın, 28’den pay verdiğin, işe soktuğun adamlarına benzemez, susmaz, şirinlik yapmaz sana.
Sorar.
Bu 10.
Bu kadar basketbol programı var bir tanesinde bunu soran bi Allah’ın kulu var mı.
Yok.
Niye?
Bu onbir.
Bu arkadaş o tv’ye bu tv’ye yorumcularını yerleştirmiş.
Organize işler’e girmiş.
Canlı yayınlar, yanlı yayın’lar olmuş.
RTÜK’e soralım;
Bu hangi maddeye giriyor.
* * *
Bu konulara sakın girmeyin.
Peki.
Ne bu?
Program mı, guguş mu?
* * *
Şiddet etik değil de...
Bu etik mi?
Bu on iki.
* * *
Böyle bir medya mi isteniyor?
İşine geleni soran-sormayan, patronuna yanaşan, biat eden.
Bunun karşılığında arpa alan.
* * *
Guguş medyası’mı empoze ediliyor 2012 Türkiyesi’ne?
Bu on üç.
* * *
Arkadaş diyor ki;
Kamuoyunu yanlış yönlendirme çabasında olan birkaç kişinin girişimlerinin Türk basketboluna, sporuna zarar vermesine engel olmak amacıyla, Sayın Bakanımızın da önerisi doğrultusunda, daha önce “Özel Hayatın Gizliliği” kapsamında değerlendirilen bilgilerinde açıklanmasına karar verilmiştir.
* * *
Pişkinliğin nirvanası bu olmalı.
Kamuoyunu biz yanlış yönlendiriyoruz.
Peki .
Sen doğru yönlendir.
Şu basketbola bizim gibi zararı olmayan, faydası olan gazetecilerine prim verdin mi, verdinse ne kadar verdin?
Bu bir.
Listede Anadolu ajansından kimse var mı?
Bu iki.
28 milyon, milletin parası, milletin seçtiği başbakan milletin takımına vermiş, özel’e mözel’e girmez, genel’e girer, benim paramı benden mi saklayacaksın, kafa mı buluyosun bizle?
Bu üç.
* * *
Arkadaş hiç sıkılmadan büyük bir pişkinlikle Mehmet Arslan’ın 2 sene önce Hürriyet’de yayınladığı listeyi de yayınlamış.
* * *
Yerse...
Yemedi.
* * *
Şu iki soruyu bi daha soralım.
1- Bu açıklamayı yapmak için niye 2 sene bekledin?
2- Spor Bakanı hesap sormasa gıkını çıkarırmıydın?
* * *
Son soru...
28’in içinden çıkamazsan...
Yolcusun haberin varmı?
* * *
Yoksa...
Haberin olsun.
SPOR BAKANI İYİ İŞ ÇIKARDI
SPOR Bakanı Mehmet Arslan’a dedi ki;
28 milyonun dağıtımını ne biz, ne sayın Başbakan yaptı, dağıtım federasyona ait, federasyon bir açıklama yapacak, ya da gerekli belgeleri alıp biz basına açıklayacağız.
* * *
1- Son yıllarda gördüğüm en net spor bakanı tavrı.
2- Milletin bakanı da 28’in dağıtılış şeklinden millet gibi rahatsız.
3- Bu işin peşini bırakmayacak, belli.
4- Ben demiyor biz diyor,o biz’in içinde sadece bakanlığı yok, hükümet de var,başbakan da...
5- 28 milyon Ankara’yı da huzursuz etmiş.
6- Spor bakanı Başbakan’la konuşmadan onun verdiği primle ilgili yorum yapmaz,belli ki başbakan da rahatsız.
7- Bravo Bakan’a, o olmasa Demirel işi oldu-bitti’ye getirirdi yine.
HALİÇ ÜNİVERSİTESİ‘NE
BİZİM modele pek ödül mödül verilmez.
Sistem vermez.
Sistem, sistemin içindekini hoş tutar.
Ona yanaşır.
* * *
Verecekse...
O’na verir.
* * *
TSYD üyesi değilim, yazdığıma birilerinin not mot vermesi ayarımı bozar ama yarışmasına bir kere girdim.
* * *
Bir yazımı gönderdim, ilk elemeyi geçemedim. İlk 50’ye mi ne giremedim.
* * *
Yazar çok da..
Yazan zaten 3-5 tane ya var ya yok.
İlk 50’de bile bizim modele yer yok.
Yuh.
* * *
Sanırsınız...
Dante, Goethe, Albert Camus filan geri gelmişler.
TSYD yarışmasına girmişler.
Sonra da gitmişler.
* * *
Bir daha da girmedim TSYD yarışmalarına.
Ama takip ettim.
Birinde jüri birinciliğe ikinciliğe üçüncülüğe layık eser bulamadı. Bir başkasında ön jüri, büyük jüriye sunacak değerde eser bulamadı.
Filan.
* * *
Ön jürü, mön jüri...
Büyük jüri müyük jüri...
* * *
Kimler mi çöreklenmiş bu jüri’lerde müri’lerde?
Cervantes, Mervantes..
Sartre...
Emile Zola, Mola...
Victor Hugo, Mugo...
Filan ...
Herhalde...
* * *
6 yıldır Radyospor’da en tartışılan, konuşulan, diğerlerinden farklı tek programı yapıyorum.
Reyting de iyi.
Ot’a mot’a sponsor var, bizimkine yok.
Bugüne kadar sponsor olan bi Allah’ın kulu olmadı.
* * *
Bizim modele su bile yok.
* * *
1- Bu ülkenin, sistemin, jürilerin kafasına uymayan, ters gelen yazılara, yazarlara da ihtiyacı var.
2-Ödülü de okuyucu, dinleyici verir, jüri müri değil.
* * *
Sadede gelirsem...
Haliç Üniversitesi beni yılın yazarı seçmiş.
İnanmadım önce, biri işletiyor sandım.
Gittim, gördüm.
Ekmek kuran çarpsın ki doğruymuş.
* * *
Utana sıkıla ödülü alırken heyecanlandım ve şunları söyledim;
Bi yanlışlık olmasın, ödül şimdilik kalsın, biraz daha düşünün, bir hafta sonra hala aynı fikirdeyseniz, arayın, gelirim, alırım.
* * *
Israr ettiler, verdiler.
Aldım.
* * *
Ödül hala benim minibüste, eve çıkartmadım.
Eve çıkart.
Minibüse indir olmasın.
* * *
Bir hafta içinde, pişman olurlarsa bi sms atsınlar, geri getiririm.
* * *
Ödülü istemezlerse...
Yırttım.
İsterlerse...
Bir haftalığına da olsa yılın yazarıyım.
No problem.
Ve tabi teşekkürler Haliç Üniversitesi’ne.
Moral verdiler.
Paylaş