Paylaş
Buna iyice emin oldum artık.
***
Derbiyi 4 GS’lı evde seyrettik.
GS ezerek yendi.
3 attı.
6 da atabilirdi...
Hoşumuza gitti tabii.
***
Bitti....
Tek kelime etmedik
TV’yi kapatıp çıktık...
***
FB Başkanı, yöneticileri tribünde olsa, Emenike-Santos-Niang-Lugano da olsa GS 3 atacaktı belki...
Belki 5...
Hatta 6...
Müthiş oynadılar.
Ama...
Aylardır öyle veya böyle bir sürü olayla cebelleşen bir camia var...
O camianın öyle veya böyle kafasını allak bullak ettiği bir de takım...
Ve ...
1-) Pek keyif vermedi bu FB’yi yenmek...
2-) İçimizden pek gelmedi sevinmek.
***
GS’lı futbolcu pazar gecesi derbide oynayacağını zannediyor.
Çarşamba stada bile giremiyor.
***
Trabzonspor Başkanı Fransa’da maçı otelde seyrediyor.
***
FB’li yönetici takımla maça giderken otobanda otobüsten iniyor.
***
Vesaire...
***
Sahalara girişi aniden engellenenlerin hepsini aynı takım transfer edebilirdi...
Mesela GS...
Başta Emenike’yi ...
Ve...
Onu, bunu, şunu...
Olabilirdi bu...
Sahaya takım çıkartamayacaktı derbide...
FB 3 atacaktı belki de...
***
Bu lig oynanmaması gereken bir lig ve niye oynatıldığını hala çakozlamış değilim.
Israr başka sorunları da beraberinde getirdi.
Bu süreçte futbol-siyaset de iyice birbirinin içine girdi..
Ülke de ilginç bir süreç’e...
***
Tekrar olacak ama...
Olsun...
Sağın solun 2’ye bölemediği bu ülkeyi 3 büyük 3’e böldü...
FB’de Temmuz’dan sonra 2’ye...
Biz ve onlar...
2000 sonrası yaratılan kulüp-taraftar ilişkisi modelinde taraftarlar ‘mürit’ gibi oldu.
Kulüpler de ‘tarikat’ gibi...
Ve...
‘Tarikat’a biat vaziyetleri de 100’de 100 gibi...
Vahim bir durum bu...
Ve...
Milyonlarca ‘fanatik mürit’ siyaseti de siyasetçiyi de etkiliyor...
Bu daha da vahim...
AK Parti bile ilk kez bölündü...
Kayserili Cumhurbaşkanı’nın Kayseri’si bile bölündü.
Bölen de bir Kayserili milletvekili...
***
Cumhurbaşkanı yasayı veto etti.
Başbakan ‘geri gönderin’ demiş.
Devlet ve hükümet diye bile bölündük...
Bu da en vahim olanı...
***
Ligi oynattıkça bilmemneye sarıyoruz.
Üstelik...
Bir oyun bu ve oyun oynamasını beceremiyoruz.
Oynatmasını da...
Yönetmesini de....
Seyretmesini de ...
Yorumlamasını da...
Yani...
Haketmiyoruz da...
Bu bir.
‘Temizlenene’ kadar UEFA’ya kimseyi göndermemeliydik.
Suç belli değilse de şaibe var.
Bu iki.
UEFA bize iş de koyamayacaktı, fırça da atamayacaktı...
Bu üç.
Herhangi bir fon’dan yayıncının, kulüplerin zararı karşılanabilirdi...
Kimlere neler verilmedi o fon’lardan...
Bu dört.
Sulukule kavgaları da olmayacaktı her gün her gece basın toplantılarında, TV’lerde...
Bu da beş.
***
Ekonomisi çökmesin diye oynatılan ligde, yarısına gelmeden gelinen nokta şu...
Ligimiz eski Bulgar Leva’sı gibi...
İçeride geçerli sadece.
Dışarıda 5 para etmiyor...
Ekonomisi de langırt oldu...
Ve..
Futbolun marka değeri sıfır oldu...
Markası yok oldu...
Tabii değeri de...
***
Son durak Laçka’dayız.
***
Bir kaç yılda da kendimize gelemeyiz.
***
Ve...
Millet eşek değil, her şeyin farkında ve sıtkı sıyrıldı futboldan...
***
Bu yılı çöp’e atmalıydık...
Atamadık.
Futbol’u çöp’e attık.
***
Kına yaksınlar...
BAŞBAKAN’IN, BAŞKAN’IN KIZI SANTRFORU DUDAĞINDAN ÖPERSE
BUNU çok soruyorsunuz...
Siyaset başka ülkelerde girmiyor mu sanki futbola?
***
Giriyor...
Mesela İtalya..
Milan’ın başkanı hem de başbakan(dı)...
Daha nasıl girsin...
Ama..
Bakış açılarımız farklı...
***
Basbakanın (o zamanki) ve Milan Başkanı’nın kızı Milan santrforuyla flört ediyor ve saha ortasında dudak’tan öpüştüler bir maç sonrası.
Üstelik ‘yabancı damat’ ...
Brezilyalı...
‘Temiz yüzlü bir İtalyan çocuğu’ filan da değil...
Kılı kıpırdamadı kimsenin...
***
Bizde...
Başbakan üç büyüğün başkanı filan olmaz.
Olamaz...
Bünye kaldırmaz.
Bu bir.
Başbakan kim olursa olsun, kızını santrfor sahada dudağından öpemez.
Kocası bile olsa...
Kocası mimar da olsa öpemez alenen...
Doktor da olsa...
‘Öperler’ o damadı sonra...
Bu iki.
Kulüp başkanının kızıyla da santrfor filan flört edemez...
Etse de ...
Öpemez.
Öpse de...
Dudaktan öpemez...
Alnından filan öper...
Bu üç.
***
Mesela...
Roma B.B olsa...
Roma Büyükşehir Belediyesi...
Halk her sabah 10-11 arası bir piazza’da toplanır kahkahalarla güler...
***
Bakış açı’sı farkı bu...
***
Ki...
Burası İtalya...
Avrupa’nın güney’i...
Daha kuzey’i de var...
Düşünün...
BİLGİN’DEN
(AKBANK, GARANTİ BANKASI VE BANK ASYA’YA)
Önce Akbank’tan aradılar
Sonra Garanti’den ...
Dün de Bank Asya ‘dan...
***
Konu şu...
Bu bankaları arayıp taciz ediyormuşum.
Akbank’a ‘Suzan Sabancı’yı tanırım, eşinin kardeşi Kemal Dinçer iyi arkadaşimdır’ bile demişim.
***
Garanti’ye ne dediğimi öğrenemedim.
‘Ferit Şahenk’le kardeş gibiyizdir’ demişimdir herhalde...
***
Bank Asya’da şimdilik no problem...
Dün’ün dün’ü aramışım...
Daha bir şey dememişim...
***
Bu işler de hep bir ‘yeğen’ de vardır, yine var...
Yeğenim...
Ve...
Kredi istiyorum ona...
***
Filan falan...
***
Herhalde aramadığım bankaları da arayacağım.
Yakalanmazsam...
***
Bir an önce yakalanmam dileğiyle...
Paylaş