Paylaş
Ne GS Lisesi’ne lafım, ne GS Liselilere...
* * *
Değerli, tarihi, saygın bir eğitim kurumuna, o kurumun değerli, saygın mezunlarına, hocalarına, öğrencilerine lafım olmaz.
Olamaz...
* * *
Haddim de değil...
* * *
Lafım 50-100-150 ‘kafatasçı beyaz GS’liye sadece...
Çoktan ölmüş liseli-lisesiz vaziyetlerini tekrar hortlatarak bu çağdışı ayrımcılığı sürdürenlere...
Her kongrede ‘kendilerine çalışan’, ‘GS küçük olsun ama bizim olsun’cu ve kerameti kendinden menkul bu gruba...
Lisecilik, dönemcilik, sınıfçılık yapan, ancak böyle var olabilen, her kongrede kendi giremezse dönem-sınıf arkadaşını yönetimlere sokmak için oraya buraya koşuşturan bu gruba...
GS’yi zerre kadar düşünmeyen ve GS büyüdükçe ellerinden kaçacak diye huzuru kaçan bu gruba...
Sadece onlara...
‘Eski Bulgar Levası’ durumundalar, sadece ‘içeride’ geçerliler ve hala bu dünya kulübünü ‘kendi dünyaları’na sokmanın, küçültmenin ve orada tutmanın peşindeler...
Ayrıca...
Bu grup GS Liselileri bana karşı sürekli dolduruyor, gittiğim her yerde başımın onlara belaya girmesine sebep oluyor...
‘Organize’ bir durum da var yani...
Planlı...
Taammüden...
“Bak adam lisemize liselilere neler yazmış.”
Hayır!
Lisenize, liselilere değil...
Size...
50-100-150 tane çağdışı, kafatasçı GS’liye...
* * *
Ve...
Bu konuda ne zaman yazsam dünyanın her ülkesinden ve bu ülkeden bana destek veren binlerce GS Lisesi mezununun attığı her mail’i, sms’i de saklıyorum...
N’olur n’olmaz!
‘Tedavülden çoktan kalkan bu ‘leva’lardan onlar da rahatsız...
Hem de çok...
* * *
Bir de şu...
‘Beyaz GS’nin mail ve sms’lerinde genelde şu 3 tarz hakim...
Bir daha buralara gelme, gelirsen...
Senin çalıştığın yerlerde de GS Liseliler var, unutma...
Seni severiz aman bulaşma şu bizim Lise’ye, başına iş alma, üzülürüz sonra...
* * *
İlkokul mezunları, ‘orta terk’ler bile bu ‘dağbaşı edebiyatı’nı bıraktı artık.
Bu yola gitmiyorlar...
Sene 2011!
Ayıp!
Çok ayıp!
* * *
Son bir-iki şey...
Bir başbakanın kabinesinin 10 da 9’unu kendi şehrinden seçmesi, bakanlarının bürokrasilerinin 10 da 9’unu kendi hemşehrileriyle doldurması ne demekse, bir GS yönetiminin 10 da 9’unun GS Lisesi’nden olması da o demektir...
Başka bir şey değil!
Bu bir!
Alman Liseli’yim...
Düz Alman mantığı böyle der!
Bu iki!
Ne iktidarlar geldi geçti bu ülkeden, siyasiler bile bu yola gitmedi, gidemedi...
Bu üç!
Bir spor kulübüne bu kadar siyaset girer mi?
Bu dört!
Başbakanlar ülkenin önünü acmalıdır...
Bu beş!
GS Başkanları da GS’nin önünü...
Bu altı!
* * *
GS’nin bugünlerde en önemli sorunu bu...
Ünal Aysal sadece bu sorunu halletse bile tarihe geçer!
* * *
Ve halletmeli...
Guus Hiddink’in kovuluşu kovulana kadar ertelendi
Joachim Löw...
95’te Stutgart’ın ‘yardımcısı’ olmuş, teknik direktörlüğe böyle başlamış.
98’e kadar ‘yardımcı’ olarak çalışmış.
Sonra FB’ye gelmiş.
Kovulmuş!
Sonra Karlsruhe...
Sonra Adanaspor ...
Kovulmuş!
Oradan bile...
Sonra Tirol İnnsbruck, Austria Wien...
Çok sıradan bir CV...
Hatta kötü!
* * *
Bırakın bizim milli takımı, sıradan bir lig takımına hatta çoğu Bank Asya takımına cazip gelmeyecek bu CV Joachim’i Alman Milli Takımı’na getirmiş.
2004’te ‘yardımcı’ olmuş.
2006’da Klinsmann gidince de teknik direktör...
* * *
7 senedir orada...
Almanların hali de ortada...
* * *
1926 dan beri 10’uncu hocasıymış Almanların...
85 senede 10 hoca...
8.5 seneye bir hoca...
1,5 sene daha kalırsa, ki sağlık mağlık sorunu filan olmazsa kalır...
Sistem bu, boru değil!
Ortalama da tutar...
* * *
Bize bakalım...
1926’dan beri 5 yıl aralıksız çalışan bir hocası bile olmamış milli takımın.
85 yılda 55 hoca gelmiş gitmiş...
Birkaç hoca da birkaç kez gelmiş gitmiş...
* * *
1.5 yıla bir hoca düşüyor, bizim ortalama da bu...
* * *
Mesela...
49’da ilk kez getirilen Cihat Arman 3 kez gönderilmiş, 4 kez getirilmiş nedense...
Son gelişi 70...
4 kez getirdiğine göre iyi, bırak kalsın, niye gönderiyorsun, 3 kez gönderiyorsan demek kötü, niye bir daha getiriyorsun?
Saçma sapan bir durum yani!
* * *
Arman hakkında 21 senede karar verememişiz!
* * *
Mesela Sandro Puppo...
13 senede 4 kez gönderilmiş, 5 kez getirilmiş.
Nedense?
İlk gelişi 52...
Son gelişi 65...
* * *
Tam Aziz Nesin’lik!
* * *
90’ların yarısından sonra ‘torba atlamış’ bizimkiler ve ne kazandıysa bu yıllardan sonra kazanmış ve ‘yerliler’le kazanmış
Ama ‘bunu götür-şunu getir’ modeli devam etmiş...
90’dan sonra da 9 hoca var ...
Terim de iki kez...
* * *
Joachim’in Alman Milli Takımı’nın başında olduğu 7 senede bizde 5 hoca gelmiş-gitmiş...
* * *
Başarılı yıllarda yerliler var ama ‘şerefli mağlubiyetler’ yıllarında da yerliler var... Mesela..
66’dan bugüne 45 yılda 23 kez yerli hoca var, sadece 4 yabancı...
27...
Ortalama bozulmamış; 1.6...
Mesela...
Piontek öncesinde de 24 yılda 15 yerli var...
2 de yabancı..
17...
0rtalama da 1,4...
* * *
1926’dan beri 1.5 yılda bir teknik direktör değiştirmişiz...
* * *
Guus geleli daha bir sene filan olmuş...
Yani...
Yarım sene sonra gider.
O da en geç...
* * *
Yani...
Azerbeycan’ı yendik ve Guus’un kovuluşu sadece kovulana kadar ertelendi...
* * *
Yani...
Avrupa Şampiyonası’na gidemezsek, play-off sonrası gider.
Gider ve Avrupa şampiyonu (!) olamazsak da, Avrupa şampiyonası sonrası gider...
* * *
Ve...
Bizim futbol ailesini maaile başkanı yöneticisi futbolcusu medyası Edirne dışında bir ‘pazar tezgahı’na koysak, ilk Guus gider...
Tek o gider...
* * *
Ve...
Böyle gelmiş böyle gider!
* * *
Bitti!
Paylaş