Yavru kuşlar uçamadılar...

ANNE kuşlar, son birikinti suyu da kuruyan gölü terk etmek üzere havalandılar.

Haberin Devamı

Yavrularının da kanatlanıp peşlerinden gelmesi için gölün üzerinde daireler çizmeye başladılar.

Ama küçük kuşların uçma zamanı gelmemişti.

Yuvalarının otları arasından başlarını yana yatırıp, gözlerini kırpıştırarak gökyüzündeki annelerine baktılar.

Anneler orada kalsalar, susuzluktan öleceklerdi.

Gitseler; yavruları orada kalacaktı.

Annelik içgüdüsü ile ölümden kaçma içgüdüleri çatıştı. Gökyüzünde dönüp durdular.

Allı turna sürüsü bir indi kuru göle, bir çıktı gökyüzüne.

Çığlıklar ata ata yavrularını bu erken ve zorunlu göçe çağırdılar, küçük kuşlar ancak bir-iki adım atabildiler, henüz gelişmemiş kanatlarını çırptılar, cılız seslerle yanıt vermeye kalktılar, gökyüzüne doğru ağızlarını açıp kapattılar.

Ama asla uçamadılar.

*

Tuz Gölü’dür burası.

Konya ile on dört il ve ilçenin kanalizasyonunu bu muhteşem göle akıtmak için devletin trilyonlar harcayıp 125 kilometre beton kanal yaptırdığı eşsiz göl...

İnsanoğlunun doğaya karşı ahlaksızlığının ve saygısızlığının en çarpıcı kanıtı olan ve bunu yok olarak ödeyen bir yeryüzü harikası...

Gelişigüzel sulama kanalları ile suyunu bir yandan çekip, öte yandan on dört yerleşimin sanayi atıklarını, fosseptiğini, kirini, pasını bağladıkları Tuz Gölü.

*

Sonra ne oldu bilmiyoruz.

Ortalık karardı, birkaç gün sonra gölün kurumuş kıyılarında çok sayıda yavru kuş buldular Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nin araştırmacıları.

Anneler gitmiş, yavrular ölmüştü.

Bir köylü, muhabire "Yaşayan bir yavru bizim gölgemizi görünce annesi sandı ki, yiyecek geldi diye birkaç kez ağzını açtı, ama öldü" dedi.

Belki son yavru kuştu...

Ve siz hálá dünyayı kimin ısıttığını, kimin iklimleri bozduğunu, suların neden kesildiğini, bahçelerimizi ve bizi kimin susuz bıraktığını merak ediyorsunuz.

Öyle mi?..

Yazarın Tüm Yazıları