BEN o genç askerlere "yaban güvercinleri" diyorum.
Dağlarda savaşan ve vurulanlar.
Son yıllarda köylerden göç sonucu, çatılardaki güvercinler gibi kentlere yerleşseler de... Ya da Sultanahmet Meydanı’ndaki gibi kalabalığa karışsalar da saf ve ürkektir onlar.
Kimi zaman otobüs terminallerinde, tren garlarında kafile kafile gidişlerini görürüm.
Her seferinde o türkü dilime takılır:
"Yemen yolu çamurdandır
Karavana bakırdandır
Zenginimiz bedel öder
Askerimiz fakirdendir..."
*
Sivil kıyafetler giymiş askerleri sağdan-soldan toplayıp götüren inzibat subayına sormuştum:
"Sivil kıyafetler giydiklerine göre, asker olduklarını nasıl anlıyorsunuz?.."
Yanıtlamıştı:
"Biz anlamıyoruz, onlar bizi görünce hazırola geçiyorlar..."
"Yaban güvercinlerinin" cinlikten-kurnazlıktan uzak, tertemiz sadakat duygularını ancak böyle anlamıştım o gün.
*
Birkaç gündür artık "profesyonel askerliğe" geçileceği haberleri medyada var.
Nihayet akıl ve vicdan işe yaradı.
Ankara’daki bütün büyük politikalar onların varlıkları üzerinden yapılsa da... Onlar hepimiz için; asla bedeli ödenemeyecek bir gururun ta kendisi olsalar da...
"Profesyonel askerlik" haberine sevindim.
Genelkurmay’ın yıllardır süregelen terörle mücadelede almış olduğu en önemli karardır bu.
*
Bence de artık yeter.
"Yaban güvercinleri" vurula vurula görevlerini yaptılar. En iyi yaptıkları şeydi vurulmak.
İşte, tam yazının burasında sevgili Faruk Bildirici haber verdi: