Paylaş
Türkiye bir sert viraja giriyor:
Nisan '99 seçimleri...
Bu seçimler özellikle demokratik rejim açısından sanıldığından çok daha önemli.
Sandıklar açıldığında (Son kamuoyu yoklamalarında olduğu gibi) Fazilet birinci parti, DYP ikinci parti çıkarsa...
Ne dersiniz?..
*
Bu uzak bir olasılık değil.
Çünkü Refah'ı iktidar yapan; Özal'ın ANAP'ından kaçan insanların, Demirel'in DYP'sinde hayal kırıklığına uğramalarıydı.
O zaman kitleler Refah'a sığındılar.
Bu ise yeni bir versiyon:
Bu kez Tansu Çiller'in DYP'sinden kaçıp, Mesut Yılmaz'ın ANAP'ına sığınanlar umutlarını yitirip yıkıldılar.
Bu çıkmaz; Fazilet'i birinci parti de yapabilir, Tansu Çiller'i yeniden başbakan da...
*
Kamuoyuna ‘‘Bunların ondan bir farkı yokmuş’’ dedirttiler.
Söyler misiniz:
- Özelleştirme zarflarını evinde açan Tansu Çiller ile TPAO ihalesini birinciden alıp üçüncü sıradaki ahbaplara veren Mesut Yılmaz arasında ne fark var?..
- Ya da; Özer Çiller'in turistik arazi kapatması ile Şevket Demirel'in şu temeli atılan Ford fabrikasının yanındaki köylünün merasını, DYP'li belediyeyi kullanarak kapatması arasında?..
- Kıyılardaki yeşil kamu arazileri partililere-yandaşlara dağıtılıyorsa, o yandaşların DYP'li, ya da ANAP'lı olması ne fark eder?..
- Yalı Çetesi'nin yerini kayınbiraderler, bacanaklar, yeğenler, biraderler aldı mı almadı mı?..
Berbat ettiler.
Böyle giderse bunlar irticayı da iktidar yaparlar, hırsızlık-soygun çetelerini de...
*
Bu seçimler sürpriz dolu...
Pekiii...
Seçimlere henüz sekiz-dokuz ay var. Niçin bir aklanma-paklanma kampanyası başlatmıyorlar?.. Niçin çevrelerindeki hırsızları kulaklarından tutup hukukun önüne atmıyorlar?..
Niçin yetimin hakkını iade etmiyorlar?..
Bunlar niçin kör?..
Bilmiyorlar mı?
Ya devlet başa, ya kuzgun leşe...
Paylaş