Tutturamamak...

İZLİYORSUNUZDUR, Başbakan’ın söyledikleri ile yaptıkları asla birbirini tutmuyor.

Onun bir ‘tutturamama’ sorunu var.

Sadece konuşsa tutacak.

Ya da sadece yapsa, tutturabilir.

Ama hem konuşup hem yapma pozisyonunda bulunması sorun çıkartıyor, tutturamıyor.

O tutturamadığı için, memlekette atışmalar, tartışmalar bitmek-tükenmek bilmiyor.

*

Yolsuzluklar için ‘Yolsuzlukların hesabını soracağız, damardan girdik’ diyor, deve yüküyle kendi dosyalarını TBMM’de iki buçuk yıl sonraya erteliyorlar ve dokunulmazlıkları kaldırmaya yanaşmıyorlar.

Bürokratlar için ‘Etik Kurul’ diyorlar, hediye almayı seviyor, vermezlerse istiyor.

‘Siyasi ahlaktan’ söz ediyor, kendisi kola-bisküvi-kızarmış patates dağıtan şirketleri olan ilk başbakan.

Güya dinci terörle mücadele ediyor, ama bir yasa çıkartılarak içerde ne kadar Uğur Mumcu-Ahmet Taner Kışlalı-Sivas davası sanığı Hizbullahçı varsa affedilerek salınıyor.

Emekçilerin ücretlerini yeterli buluyor. Fazla ücret isteyen olursa kızıyor, Alman Başbakanı’na ‘Bizim maaş az, sizinki ne kadar?..’ diye yakınıyor.

*

Dış politikada da tutturamıyor.

ABD’nin Irak’ta yaptıklarına kızıyor, arkasından ‘Stratejik ortağız’ diyor.

İsrail’e küsüyor, ama aynı anda 1.5 milyar dolarlık silah anlaşması imzalıyor.

AB’ye koşuyor... Ama çağdaş Batı’ya uymayan ne kadar şey varsa; türbanı, tesettürü, zinayı, balkonda kurban kesmeyi, tarikatları savunuyor.

*

Nitekim bu son türban tartışması bu yüzdendir.

Önce yemek yediği gazeteciyi tanımaması, peşinden ‘Öyle bir demeç vermedim’ demesi, dün verdiği demeci hatırlaması, ama ‘Öyle demedim’ demesi...

Tümü bundan.

Tutturamıyor...

Çünkü; insanın amacı-niyeti ile söylemi farklı olduğunda genelde böyle olur.

Tutmaz...
Yazarın Tüm Yazıları