İZLİYORSUNUZDUR,Başbakan’ın söyledikleri ile yaptıkları asla birbirini tutmuyor.
Onun bir ‘tutturamama’ sorunu var.
Sadece konuşsa tutacak.
Ya da sadece yapsa, tutturabilir.
Ama hem konuşup hem yapma pozisyonunda bulunması sorun çıkartıyor, tutturamıyor.
O tutturamadığı için, memlekette atışmalar, tartışmalar bitmek-tükenmek bilmiyor.
*
Yolsuzluklar için ‘Yolsuzlukların hesabını soracağız, damardan girdik’ diyor, deve yüküyle kendi dosyalarını TBMM’de iki buçuk yıl sonraya erteliyorlar ve dokunulmazlıkları kaldırmaya yanaşmıyorlar.
Bürokratlar için ‘Etik Kurul’ diyorlar, hediye almayı seviyor, vermezlerse istiyor.
‘Siyasi ahlaktan’ söz ediyor, kendisi kola-bisküvi-kızarmış patates dağıtan şirketleri olan ilk başbakan.
Güya dinci terörle mücadele ediyor, ama bir yasa çıkartılarak içerde ne kadar Uğur Mumcu-Ahmet Taner Kışlalı-Sivas davası sanığı Hizbullahçı varsa affedilerek salınıyor.
Emekçilerin ücretlerini yeterli buluyor. Fazla ücret isteyen olursa kızıyor, Alman Başbakanı’na ‘Bizim maaş az, sizinki ne kadar?..’ diye yakınıyor.