Telefonda yedi kişiyiz...

KİMSE cep telefonu ile huzurlu, güven içinde konuşamıyor, herkes dinlendiğini düşünüyor.

Ki bu doğru...

Ben telefonla eş-dostla konuştuğumda aslında iki değil üç kişi olduğumuzu bilirdim. Şimdi, diyelim ki Osman’la konuşurken aslında yedi kişi oluyoruz:

Polis İstihbarat, Jandarma İstihbarat, MİT, Kaçakçılık Dairesi, Özel Birim...

Etti beş...

Osman altı...

Ben yedi...

Yani odama gelip ellerini kulaklarının arkasına huni yapıp dinleseler, oturtacak o kadar koltuğum moltuğum yok, kimisi ayakta durarak dinlemek zorunda...

*

Olsun...

Devletin selameti için.

Zaten toplumda herkes dinlendiğini bildiğinden şizofrenik bir ruh hali var insanlarda.

Ve dostlar benimle konuştuklarında, durup dururken niye "Yani benim en çok sevdiğim şey vatandır..." demelerini anlarım va asla şöyle sormam:

"Şimdi ne alakası var, kedinin evden kaçması ile senin vatanı çok sevmenin?..."

Bu arada telefondaki heyet anlamasın diye şifreli konuşmayı da öğrendi vatandaşlarımız:

"Orasına baktın mı?.."

"Baktım şeyi iyi..."

"Hımmm..."

"Girdi-çıktısı otomatikli..."

"Aaaaa.
.. Otomatikli olanını da ilk defa duyuyorum..."

Araba mı almış, ev mi, çamaşır makinesi mi?..

İnsanlar; maliyesinden polisine, jandarmasına kadar, devletin kendilerini dinlediğini varsayıp, en doğal ve yasal haklarını bile gizlemeye çalışıyorlar.

Birisi kapınızı dinlediğinde bunun en büyük "ahlaksızlık" olduğunu bilseniz de, devlet sizi dinlediğinde bu "yasal" oluveriyor.

Şizofren bir topluma geçişin ilk adımları bunlar.

Demokrasiyi arayan, ama ceplere yerleştirilmiş polisler, istihbaratçılar, hafiyeler ile sindirilmiş-korkutulmuş bir milletin trajikomik hali...

Telefonla iki kişi konuştuğumuzda...

Aslında yedi kişiyiz...
Yazarın Tüm Yazıları