Telefonda...

BAŞBAKAN, ABD’deki Cumhurbaşkanı’nı telefonla aradı:

"Benim ben..."

Cumhurbaşkanı:

"Hayırlı olsun, gördüğünüz gibi görüşmeler fevkalade iyi oldu. Yani bu kadar güzel olabilir. Bir defa mükemmeldi her şey... Ben anlatırım da, uçakta getirdiğim gazeteci arkadaşlar daha güzel anlatıyorlar. Ben onlar kadar güzel anlatamıyorum..."

Başbakan:

"Beni sordu mu?..."

"Kim?.."

"Başkan Buş..."

"Sormaz mı... O nerelerde, ne yapıyor dedi... Ona, yatıp kalkıp size duacı dedim... Çok duygulandı, şöyle bir durdu..."

"Tabiii... Çünkü geçen ay biz de görüştük biliyorsun..."

Cumhurbaşkanı:

"Fotoğraf çektirdik yan yana, şöyle sırtıma dokundu, ayak ayak üstüne attık, doğrusu fevkaladeydi hakikaten..."

Başbakan:

"Biz de ayak ayak üstüne attıydık. Bir ayak üstte, öbürü altta oluyor. Bir üst, bir alt..."

"Evet... Beyaz Saray’da buluştuk, girdik içeri her tarafa baktık, önemli misafir olarak..."

Başbakan:

"Biliyorum, kapıdan giriyorsun, ortada hol diyorlar. Yani şimdi ben istesem gidip girerim-çıkarım... Gir çık, gir çık..."

Cumhurbaşkanı:

"South Lawn’da birlikteydik..."

"O da bize destektir, tanır beni..."

"Kim?.."

"Sayın South Lawn..."

"O insan değil, bahçe kısmı demek... Güney bahçe yani..."

".......!"

Başbakan:

"Başkan Buş’un ’PKK ortak düşmanımız’ demesi iki ediyor. Yani iki kat ortak düşman demeye geldi... Bir daha gidişte bir daha ’PKK ortak düşmanımız’ derse, üç... Bir daha, bir daha... O zaman ileri bir seviyede kararlılık noktasına çıkarız..."

"Tabiii... Ben Cumhurbaşkanı olarak, siz Başbakan olarak, doğrusu fevkalade bir noktaya gelmiştir Türkiye..."

"Hani buyurulduğu gibi ’el kavmin mukadderatül salla safsatayün mıtıl dünya’... Yani diyor ki..."
Yazarın Tüm Yazıları