Çankaya’ya Abdullah Gül’ün çıkıp oturmasından çok daha önemli bir şey oldu.
O gece sabaha karşı, en çok güvendiğimiz bir temel kurum daha kayıp gitti:
Yargı...
*
Bundan böyle hákim ve savcıları AKP iktidarı seçecek.
Geçen dönem "hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu ve yargıyı siyasallaştırdığı için" Çankaya’dan dönen yasa, sabaha karşı yeniden kabul edildi.
Oturup "mülakatla" kimin hákim-savcı olabileceğine, AKP’nin atadığı 5 bürokrat ile Adalet Akademisi’nin 2 üyesi karar verecek. Bu yöntemle ilk aşamada 4500 hákim ve savcı, önümüzdeki günlerde atanacak.
Bu şu anlama geliyor:
Artık yasama-yürütme-yargı’dan oluşan "kuvvetler ayrılığı" ilkesi yoktur, tek kuvvet vardır:
Siyasi iktidar...
Bundan böyle kimse "hukuk devletinden" de söz edemez...
"Yargı bağımsızlığından" da...
*
Asıl işin acı yanı ise:
Bu ülkenin hukuk adamlarından tepki yoktu.
Yüksek mahkemeler...
Yargıçlar...
Savcılar...
Barolar...
Yargıtay...
Danıştay...
Hukuk fakülteleri...
Asıl yetkisi elinden alınan Hákim ve Savcılar Yüksek Kurulu ise yurtdışında gezideydi...
Hukuk adamları, bir-iki cılız demeç-açıklama dışında hukuku ve bağımsız yargıyı savunmadılar.
Bize mi düşer hukuku savunmak?..
*
İşte böyle oldu geçen gece.
Bir anda hukuk AKP’lileşti.
Bu ülkenin hukuk adamları, aydınları, cumhuriyetin bekçileri, çağdaş Türkiye’nin sahipleri...