İŞTE benim size altı senedir ezile büzüle, kahırlar içinde anlatmaya çalıştığım "Başbakan" buydu.
Ama siz anlamamazlıktan geldiniz.
"Sıra size gelecek" yazısını yazdığım günü hatırlıyorum; önce başlığa "Sıra bize gelecek" yazmıştım. Masamın etrafında hızla üç kez sağdan sola, üç kez soldan sağa dolandıktan sonra, vaziyeti düşünüp yeniden eski başlığa dönmüştüm:
"Sıra size gelecek..."
Oysa dün televizyona baktım:
Sıra bizde...
*
Altı senedir anlatamadım; bu Başbakan asla "demokrat" değildir...
Siyasete "Minareler süngümüz..." diye adım atan insanı, sanki bir demokrasi manifestosu sunmuş gibi karşıladınız.
(.........)
Bu Başbakan "çağdaş" da değildir.
Batılılığı-çağdaşlığı reddeden anlayışın simgesi haline getirdikleri türbanı-tesettürü yanında taşıyan ve kadrolarını türbanlı hanımlar ordusundan kuran insanı "çağdaş" sandınız.
(.........)
Bu Başbakan "hukuk" da tanımaz...
Seçimlerde aldığı yüzde 46 oyu hukukun üstünde gören ve halk desteğinin mahkeme kararlarının üzerinde olduğunu açıkça söyleyen insanı "hukuki" saydınız.
(.........)
Bu Başbakan "Türkiye’yi AB’ye sokacak adam" da olamaz...
Çünkü AB; demokrasi, hukuk, laiklik, çağdaş yaşam biçimi demektir. Bunlardan bir tekine sahip olmayan insandan, Türkiye’yi "AB’ye sokmasını" beklediniz.
(.........)
Bu Başbakan "AK" da değil...
Ormana yapılan villadan gıda dağıtım şirketine... İki kamu bankasından verilen 350’şerden 700 milyon dolarla damada alınan medya şirketinden gemiciğe... Burs paralarından kral hediyelerine... Çevresindekilerin yolsuzluklarını görmemesinden kendisini koruyan dokunulmazlığı (millete söz verdiği halde) kaldırmamasına kadar...
*
Üstelik bu Başbakan artık gerçek kimliğini gizlemiyor; haksız-hukuksuz, demokrasiye tahammülsüz, çağdışı ve saldırgan...