Ya da; bizde 600 doğa derneği var, toplasanız üye sayısı RSPB'nin çalışanlarının dahi onda biri etmiyor.
İngilizler ahmak mı?..
Niçin bizim Burdur Gölü'ndeki dikkuyruk ördekleri onları ilgilendiriyor?.
Bizim Cumhurbaşkanımız Demirel'i dahi ilgilendirmemişti de, gölün kıyısına sanayi sitesinden sonra bir de havaalanı açtığında, ‘‘Guşlar gaçmasın diye bi şe yapmayalım mı?’’ demişti.
*
Atlas Dergisi ile Doğa Derneği bir kampanya başlattılar:
‘‘Sıfır Yok Oluş...’’
Amaçları doğadaki yağmayı durdurmak.
Bunun için büyük kentlerde toplantılar düzenliyorlar. Yukarıdaki bilgiyi Ankara'da yapılan toplantıda, RSPB'nin Türkiye Temsilcisi Jose Pedro Tavares'in konuşmasından aktardım.
‘‘Sıfır Yok Oluş’’ ise bizim bir çırpınışımız.
(Kampanyaya siz de internet aracılığı ile -www.sifiryokolus.org- adresinden katılabilirsiniz.)
*
RSPB aklımdan çıkmıyor.
1 milyon üye...
Derneğin finans kaynağı daha çok batının büyük şirketleri.
Bizim işadamlarımızda da gerçi doğaya karşı aşırı bir ilgi her zaman vardır.
Ormanları avantadan kapatmak için, denizin kıyısına beleşten konmak için, nehirleri doğal atıksu kanalı olarak kullanmak için...
Sit alanlarını yutmak için...
Keza toplum:
En önemli ibadeti; bayram geldi mi çocukların kuzusunu yatırıp kesmek olan bir kültüre, ‘‘doğada bize yabancı canlıların korunması gerektiğini’’ anlatmak biraz komik bile gelebilir.
*
Ama yazgıdır; ne yapalım ki Tanrı yeryüzünün en cennet doğa parçasını bize verdi.