Dünyanın her çağdaş köşesinde demokrasi ile cumhuriyet birbirinin parçası sayılırken, bizimkiler birbirine düşman...
(.......)
Şimdi ise:
Demokrasi mi, hukuk mu?..
Hukuku olmayan bir demokrasi, ya da demokrat olmayan bir hukuk var mıdır yeryüzünde?..
*
Şunlarımız da birbirine uymuyor:
Aydın ile akıl...
Söz konusu anayasaya ve rejime karşı suç işlemiş güçlü bir iktidarın kapatma davası olunca, aydınlar televizyonlara çıkıp "Demokrasi hatırına hukukun işlememesini" istiyorlar.
Akıl şaşıyor...
O zaman hukukun işlemediği bir demokrasi olabilir mi?..
Ya da; gücü olmayanlara uygulanan hukuk, sıra güçlülere gelince durduğunda... Özü eşitliğe dayanan demokrasi olabilir mi bunun adı?..
Düşünüyorum da:
Niye aydın ile akıl bir araya gelmiyor?
Ve niye aydınların aklı yok?..
*
İşte; uymayan iki şeyimiz daha:
Fazilet ile ahlak...
Kriz varsa memlekette; durumu idare etmek, hoşgörü göstermek, oyunbozanlık yapmamak, gönül kırmamak, herkesi mutlu etmek, öyle kimseyi kızdırmadan çözümler bulmak "fazilet" diyorlar.
İyi ama; hálá insanlardan gerçeği saklamak, ihanetlerin üzerini örtmek, felaketi gizlemek, bir tarihi suçu görmezlikten gelmek, toplumu kandırmak...
Ahlaki midir?..
Söyler misiniz; öyle kıvırıp durmak... Ve bunu sanki "demokrasinin fazileti" adınaymış gibi göstermek...