LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
BUGÜN Sevgililer Günü.
Sabah uyandığımda, Sevgililer Günü hediyelerini aldım; kuşlar saçakta söylediler şarkılarını.
Gönderdiğin güney rüzgárı, pervaz aralıklarında ıslık ıslıktı.
Çam ağaçları boy boy...
Baharı bekleyen gül...
Havalar soğuduğundan bu yana camdan dışarıyı seyreden menekşe...
Kar bulutları ufukta dolanıyor, bu gece yağar belki...
Senenin bu aylarında, dondan çözülen topraktan yayılan o hafif küflü güzel koku, parfüm gibi...
Her şeyi ile bu güzel şubat günü...
Senin Sevgililer Günü hediyen...
Sağol sevgili.
*
Ben ise...
Ne söylesem burnumu çeke çeke...
Bir gün olsun huzur yüzü görmemiş sevgimizin yıkıntıları arasında dolaşıp, mutsuz bir sevdanın sancıları içinde...
Ne desem?..
Çalınmış-yağmalanmış-parçalanmış bedenine hangi yüzle sarılıp, hangi "güzel Türkçe" ile anlatsam sevdamı?..
İlkelliğin, çağdışılığın, aptallıkların, ahmaklıkların... Ama en önemlisi sevgisizliğin aşkı olur mu ki söylesem?..
Ya da çatışmaların, kavgaların, acıların, kurşunların, ölümlerin arasında sevginin lafı mı olur iki gözüm?..
*
Bugün Sevgililer Günü...
Hatırlar mısın; Eskişehir Ovası’nda başak başak saçlarını okşamış, Hisar Dağı’ndaki kayalıklarda başımı dizine koyup uyumuştum.
Bana rüzgár rüzgár şarkı söylerdin Karaada açıklarında...
Hani yaban cevizlerini kırmıştık Akdeniz ormanlarında, ekmek kırıntısı verdiğimiz bir sincabımız vardı, karşı koruluklarda yaşayan...
Ormanları yakmadan, korulukları satmadan önceydi, hatırlar mısın?..
Bugün Sevgililer Günü.
Benim ise sana verecek hiçbir şeyim yok...
Ne bu enkazda kırmızı gül bitiyor... Ne de karanfil büyür bu yıkıntılar arasında...
Ve hıyanetlerden buket olmuyor cancağızım...
Sadece seni seviyorum...
Sevgilim...
Vatanım...
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları