Seçime katılan ceket...

DEDİLER ki:

"Beyefendi, oraya ceketinizi gönderseniz seçilir..."

Bu iyi bir fikirdi.

Eğilip ceketine uzun uzun baktı ve sordu:

"İçinde ben olmasam da mı?.."

Heyettekiler başlarını yana yatırıp, ellerini önde kavuşturup, kıçlarını biraz daha arkaya doğru çıkartıp, "C" harfi pozisyonuna geçerek yanıtladılar:

"İçinde siz olmasanız da ceket seçimi alır yani... Size ceketimi gönderiyorum, deyin, gerisi kolay... Vatandaş ceketinizi seçer..."

(.........)

Eminim aklına yattı...

Düşündü; ceketini aday gösteriyor ve ceket seçiliyor...

İçinde adam yok...

Belki bunu geliştirip paltosunu da aday gösterebilirdi. Sonra gömleği, pantolonu, çorabı...

Misal, seçim günü haber getirirlermiş:

"Beyefendi kazandı?..."

"Kim?.."

"Pijamanız..."

(..........)

Yok eğer bunun bir de "demokratik" altyapısı yapılır ve halk bu bakımdan bilinçlendirilirse, bir de bakarsınız ki herhangi bir seçimde, herhangi bir liderin gönderdiği adayı çıkartırlar kürsüye...

Teşkilat adayı tanıtır:

"Şimdi beyefendinin paçalı donu, size hitap edecek..."

*

Ne bilelim biz...

Oysa ben o "Genel Başkan’ın ceketi gelse seçilir" denilen ulu şehirde doğup-büyüdüm.

Yiğitliğin merhamet, cesaretin saygı, kabadayılığın yoksuldan ve güçsüzden yana olma anlamına geldiği o dar taş sokaklarda... Canlarını alsanız sesleri çıkmayan; ama gururlarına dil uzatıldığında çıldıran insanların şehrinde...

Urfalılar "Beyefendinin ceketi gelse seçilir" sözüne çok kızdılar, günlerdir herkes sokaklarda diyorlar.

Belki de bu Anadolu demokrasisinin ilk başkaldırısı... Soytarılaştırılmış demokrasiye karşı ilk isyan bu...

Şimdi göreceğiz:

Beyefendinin ceketi seçilir mi?..

Seçilmez mi?..
Yazarın Tüm Yazıları