ANLADIĞIM kadarıyla Ce Ha Pes, çarşaf açılımından sonra yeni bir açılıma adım attı:
Şalvar açılımı...
Deniz Baykal’ın Alanyalıların kara şalvar giydiklerini fark edip "O şalvar çok güzeldir, rahattır..." demesi, sosyal demokrasinin evrensel değerleri ile birleştiğinde, kim tutar Ce Ha Pes’i...
O zaman sıra geldi:
Paçalı dona...
Bu muhtemel açılım, her ne kadar yanlış anlaşılmalara ve tehlikeli görüntülere neden olabilirse de denenebilir:
"Beyefendi bu ne?..."
"Açılım..."
*
Baykal’ın Atatürk dönemini hatırlatarak "Kılık kıyafeti uygun olmayanlar bulvarda yürüyemiyordu" sözleri ise sadece dinci medyayı mutlu etti.
Bu onların teziydi, şimdi en bulunmaz ağız doğruladı.
Oysa Atatürk’ün halk arasındaki fotoğraflarına bir baksaydı, onun çevresindeki insanların kıyafetinden rahatsız olmadığını, tam tersine onlarla birlikte olmaktan keyif aldığını, resim çektirdiğini bilirdi.
Ayrıca; yeni ve çağdaş bir ulus yaratmak isteyen o büyük devrimcinin kimi özendirici girişimlerini, 80 yıl sonra kara çarşafa Mustafa Kemal’in partisinin rozetini takan birisinin değerlendirmesi, olsa olsa ancak böyle olur...
*
Neyse...
Hiçbirimizin halkın kılık-kıyafetine itiraz ettiği yok.
İtirazımız AKP’lileşmeye...
Oysa sosyal demokratlık çalışmakla olur... Projelerle, planlarla, tasarılarla, yaratıcılıkla, emekle olur... Böyle dönemlerde gündüzler yetmez, geceleri gündüze katmakla olur...
Çalışkan insanların işidir sosyal demokratlık...
Mahallelerde, kahvehanelerde, sokaklarda, evlerde... Üniversitede gençlerin, mutfaklarda kadınların, tarlada çiftçinin, tezgáhta esnafın yanında olmakla olur...