Paylaş
Dünkü Hürriyet'in üçüncü sayfasındaki başlığı, sanki duyguları ile yoğurarak kim attı bilmiyorum.
Başlık ‘‘Rahat Uyu Bebeğim’’ diyordu.
Gözlerim daldı...
PKK'nın o gece sabaha karşı bastığı köyde, vurulmuş topraklar içinde yatarken gördüğüm sarı kıvırcık saçlı küçük kıza beni götürdü. Yıllardır ne zaman ‘‘terör’’ denilse, o küçük kız gözümün önüne gelir.
Ben de o sarı-kıvırcık saçlı küçük kız için aynı şeyi mırıldandım:
‘‘Sen de rahat uyu bebeğim...’’
*
Ya o dağlarda hâlâ yaşayabilen kıvırcık saçlı küçük çocuklar?..
Onlar ne yapacaklar?..
Öldürülenler öldürüldü, katillerden kurtulanlar o yoksulluk denizinde ne yapacaklar?..
Bu ülkenin zenginlerine seslenmek istiyorum:
Sizler egemen kesimsiniz. Bu ülkenin tüm olanaklarından yararlanmak hakkınız ve yararlanıyorsunuz. Yasalar dahi sizin süzgecinizden geçerek çıkıyor.
Meclis en çok sizin.
Ülkenin bütün nimetleri de sizin.
1983'ten sonra esen yeni ekonomik model ile neredeyse devletin yerine geçtiniz. Ki devletin malı-mülkü bir bir sizlere devrediliyor. Devlet küçülüyor, siz büyüyorsunuz.
O zaman sarı-kıvırcık saçlı çocuklara gidin.
O bölgeye yatırım yapın ki, sarı-kıvırcık saçlı çocukların okulları olsun. Babaları çalışıp kazanabilsin. Anneleri kaneviçe perdeli küçük mutfaklarda yavrularına kaynatacak bir tencere bulabilsinler.
*
Bu sizin göreviniz.
Yoksul-sıradan aileler çocuklarını halay çekerek gönderdiler. Sonra birer sandık içinde dönen cesetlerini ağlayarak okşamayı ‘‘kutsal vatan görevi’’ saydılar.
Görev sırası sizde.
Apo'nun yakalanmış olması yetmiyor. Kazanmak için oralara uzanmalısınız.
Bu da size düşen kutsal vatan görevidir.
*
Hayatta kalabilen sarı-kıvırcık saçlı küçük kızlar işte orada bekliyorlar.
Yakılan okulları, öldürülen öğretmenleri, bir köy harabesinin üzerinde, ayakkabısız ayaklar, soğuktan morarmış eller, umutsuz gözler ile bekliyorlar.
Oralara-onlara gitmelisiniz.
Henüz yaşayabilen sarı-kıvırcık saçlı çocuklar için...
Paylaş