Paylaş
Boğa dehşet dolu gözlerle baktı. Koca gövdesi havada dönmeye başladı, kasap koca bir bıçakla yanaştı...
Müftü Mustafa Altun yerinden kalkarak itiraz etti...
Çocukların gözü önünde, canlıya böyle eziyet ederek, ilkel biçimde kurban kesmenin din açısından caiz olmadığını, bunu hemen durdurmalarını istedi.
Ama boğanın kanı sokaktan aşağıya doğru aktı...
Müftü orayı terk etti...
*
Sağ ol sevgili Müftü...
Adını ve o haberde gördüğüm aydınlık yüzünü hiç unutmayacağım.
Yıllardır anlatmak istediklerimizi bir din adamı yüceliği ile ortaya koyup tepki gösterdiğin için sağ ol...
*
O kesilen bir boğaydı, lafım hayvanlardan dışarı, bir de “öküz” vardır...
Uygarlık ona hiçbir şey öğretemedi...
Dünya her gün insani değerlerle zenginleşirken, tek ayağından vince asılı bir canlıyı çocukların gözü önünde kesebilir o...
Bu cennet ülke hâlâ üçüncü dünya sıralamasındaysa, sorumlusu odur...
Zarafeti, inceliği yoktur...
Saygısızdır...
Medeniyetten hiç mi hiç nasibini almamıştır... Bu çirkin şehirler, bu tüketilmiş doğa, bu kirli deniz, kısaca bu tükeniş onun eseridir... Yabancı havaalanlarında Türklerin itilip kakılması onun yüzündendir...
Asla adam olmaz...
Asla insanlaşamaz...
Göstermelik Müslümanlığı, bir boğayı meydanda tek ayağından vince asıp, bu devirde çocukların önünde kesecek ve merhameti-yüreği olan saygıdeğer bir müftünün tepkisini çekecek kadar sahtedir...
“Öküz” desem...
Sözüm öküzden dışarı...
Paylaş