O karaca gibi...

O sene orman yanarken, nasılsa canını kurtarmış bir karaca, itfaiyecilere ve fotoğraf çeken gazetecilere aldırmadan bir ağacın altında durmuş, dönmüş yanan ormana bakıyordu.

Ormancılar onun muhtemelen bir anne karaca olduğunu, arkasında bıraktığı onun için en değerli şeyleri terk edemediğini söylemişlerdi.

Tüylerinin yarısı yanıktı.

Dizleri titriyordu.

Öyle bakıyordu yanan ormana.

Dünkü gazetelerde Antalya’daki orman yangının fotoğrafları vardı; canını zor kurtarmış bir orman köylüsü, bir ağacın altında, ormandaki yangının dev alevlerine bakan gözleri yaşlı.

En değerli şeylerini arkada bırakmıştı.

Öyle bakıyordu ateşlere...

Tıpkı o karaca gibi...

*

Toroslar’ın Akdeniz’e bakan yamaçlarında, son iki günde yanan (10 bin hektar) ormanın kim bilir kaç yüz katını talan ettiler insanlar.

Zengin yabancılar gelip golf oynasınlar diye en eski ve gür ormanları, dev testerelerle, dozerlerle, kepçelerle kesip attılar daha birkaç ay önce.

Yine daha geçen gün, turizm yatırımcılarına "orman kesme" hakkı yasayla verilmedi mi, bu köşede boşuna yırtınmıştık.

Sorgun Ormanları...

Belek katliamları...

Kemer faciası...

Alanya rezaleti...

Antalya’da yeşil yok artık...

Kazdağları, ya da MNG rezaleti gibi her gün yağma-talan yaşanır da ormanlarda, kimse duymaz, bilmez...

*

Tüm bu yok edilişler yaşanırken, yöredeki insanlar seyrettiler. Çevreci arkadaşlarımızın tepki toplantıları 50-100 kişiyi geçmedi, oralarda yaşayanlar yağmayı-talanı umursamadılar.

Oysa; hırsız siyasetçi-rüşvetçi bürokrat-fırsatçı işadamından oluşan yağma-talan üçgenini durduracak tek güçtü yörenin insanları...

Ne var ki yeryüzü çok büyük değildir.

Onun üzerinde yaşayan tüm varlıkların yazgıları er-geç bir yerde kesişir, felaketlerimiz ortaktır.

Testereler, dozerler, baltalar ya da alevler...

Fark etmez...

Öyle bakar acılı insan, her şeyini almış alevlere...

Tıpkı o karaca gibi...
Yazarın Tüm Yazıları