Paylaş
‘‘62 yaşında, kör ve kötürüm bir yaşlı kadına tecavüz etmek istedi, başaramayınca kadını öldürdü, iki küpesini, bir yüzüğünü aldı, polis katili yakaladı, bayramdan önce cezaevinden çıkmıştı.’’
Haber bu kadar.
Aslında bu kadar değil.
Bu haberin ucu yok, bucağı yok.
Anlatsam köşem yetmez.
Kitaplar dolusu yazsanız, yazsanız, yazsanız... Belki de anlatamadığınız şeyler kalacak.
Haberin bir ucu rejime, bir ucu sisteme, bir ucu iktidara, bir ucu Meclis'e, bir ucu hukuka, bir ucu topluma, bir ucu ahmaklığa, bir ucu salaklığa, bir ucu aptallığa, bir ucu soysuzluğa dayanıyor.
Haber aslında bir cinayeti değil, bir ülkeyi anlatıyor.
Yaşlı, kötürüm, gözleri görmeyen bir zavallı kadının iki uyduruk küpesi, bir kötü yüzüğü için bir manyak tarafından öldürülmesinin ötesinde, bir devletin dramının haberi.
*
Doğrusunu isterseniz kaç gündür polis haberlerine bakmak bana eziyet veriyor.
Gökten, aftan yararlanıp çıkanların işledikleri irili ufaklı suçların haberleri yağıyor.
İşte; tüm İstanbul gençliğini berbat edecek kadar uyuşturucu. Üst üste dizilmiş torbaların arkasında birisi boynunu bükmüş, uyuşturucuları taşıyan-satan suçlu.
Fotoğrafın altında gerçek başlık:
‘‘Aftan yararlanıp çıkmıştı.’’
Soygun, gasp, saldırı...
Devletin savcısı ‘‘Kapılarınızı kapatın, pencerelerinizi iyi örtün’’ diye iyi insanları uyarıyor.
*
Müjde Rahşan...
Hukuk-adalet yok edildiğinde, hep böyle olur.
Kan-gözyaşı-feryat dinmez.
Çünkü ödüllendirilmiş suç, masumların cezalandırılmasıdır.
Cebindeki harçlık için uyuşturucuya alıştırılan çocuklar, kolundaki çanta için yerlerde sürüklenen kadınlar, cüzdanındaki para için vurulan insanlar, kulağındaki küpe için öldürülen yaşlılar, bir histeri ve cinnetin sokaklarına egemen olduğu zavallı ülke.
İşte kan-gözyaşı-çığlık.
Müjde Rahşan...
Müjde...
Paylaş