Kutupyıldızları ve stop lambaları...

DOĞRUSUNU isterseniz Metin Akpınar’ı, Zeki Alasya’yı, Levent Kırca’yı, hatta Kemal Sunal’ı özledim.

En baskıcı günlerde iktidarları eleştirebildiler.

Her ulusal sorunu sahnelerde, beyazperdede, televizyon ekranlarında çekinmeden dillendirebilen o yürekli sanatçılar nasıl olduysa birer birer kenara çekildiler.

Yerlerinde sadece sululuk ve densizlik var.

Ve ne çok korkaklık.

*

Oysa sanatçılar toplumların kutupyıldızlarıdır.

İnsanlar onlara bakıp yönlerini bulurlar.

O yıldızlara bakıp yollarını seçebilirler, onları izleyerek nereye-nasıl yöneleceklerini öğrenebilirler.

Kitleleri dalga dalga etkileyebilirler kutup yıldızları. Sahnede, ekranda, tiyatroda, sinemada... Şarkı söylerken ya da oynarken, fark etmez.

Asıl insanların her alkışları, onlar için biraz daha sorumluluk, biraz daha vebaldir.

Ve kötü bir şeydir:

Kutupyıldızı yerine, iktidarların stop lambası olmak...

*

Kadir İnanır ile Tarık Akan’ın, giderek ortaçağa kayan Türkiye karşısında, sanatçıları tepki göstermeye çağırmaları bana bunları düşündürdü.

Onlara daha çok saygı duydum.

"Teşekkür" fısıldadım, duysalar da, duymasalar da.

(........)

O her fırsatta siyasi iktidara yalakalık yapan, tepkisiz, sessiz, sinmiş soytarılıklar geldi gözümün önüne.

Sırf iktidarın denetimindeki reklamları paylaşabilmek, televizyonlarda program kapabilmek, belediyelerde danışmanlık-manışmanlıklara çöreklenebilmek... Ya da kim bilir, bilmediğimiz ilişkiler hatırına Türkiye’de tüm olup-bitenleri duymazlıktan gelmek...

Hiçbir vatandaşa yakışmazken, sanatçılara yakışabilir mi?

*

Yakışmaz...

Hepimizden çok cumhuriyetin amaçladığı çağdaş ve uygar yaşama minnet borçları olmalı o sanatçıların.

Ama ne yapacaksınız?..

Eğer toplumun "kutupyıldızları" olmak yerine, iktidarların ayaklarının altına endekslenmişlerse stop lambaları...
Yazarın Tüm Yazıları