Paylaş
Kurbanlık satış yerlerindeki ‘‘ala-vere’’ pazarlığının ‘‘dala-vere’’ türünü, siyaset pazarında izliyorsunuz...
Bu bayram siyasetçilerin kurbanı; anayasadır...
Hayrat; Demirel için...
Eğer anayasayı yatırıp gırtlağını keserlerse, Süleyman Bey o kurbanlık anayasanın sırtına binip, bıçak gibi keskin sırat köprüsünden geçerek Çankaya'ya oturur...
Kurban pazarlığı sürüyor...
El sıkışarak, bilek sallayarak, üç aşağı-beş yukarı, anlaştılar sayılır...
Arada bir kötü haberler de gelmedi değil:
‘‘Dana kaçtı...’’
O zaman kovalamaca başlıyor... Elbette kovalayanların başında ‘‘Kendim için istiyor değilim, goşturuverin...’’ diyen Demirel...
Arkasında; Ecevit, Bahçeli, Çiller, imam olarak Recai Kutan, post peşinde olan Necmettin Erbakan...
İpe-sapa gelmese de, sonuçta kesilecek danayı... pardon, anayasayı sağlam kazığa bağladılar...
*
Önce yatırıp 312'sini kesecekler...
312'inci madde ‘‘Halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etme’’yi suç sayan maddedir...
Erbakan bu maddeye göre cezalandırılmıştır...
Şimdi Demirel ile Ecevit, bu maddeyi kesip atacaklar ki Erbakan kurtulsun, bunun karşılığında Fazilet oy versin ve Demirel cumhurbaşkanı olsun...
Oysa aynı maddeden aydınlar-yazarlar-edebiyatçılar içerde çürürken ne Demirel'in, ne Ecevit'in kılları bile kıpırdamamıştı...
Ama Erbakan'ı kurtarmak için dananın kuyruğuna yapışıyorlar...
*
Ancak; eğer Fazilet Demirel'in cumhurbaşkanı olması için oy vermezse, o maddeyi kaldırmayacaklar...
Böylece işin içine şantaj da giriyor...
Daha önce milletkvekillerine kıyak maaş vererek işin içine rüşveti sokmuşlardı...
Şimdi ise şantaj...
Rüşvet ve şantaj...
Tüm bu olanlar demokrasimizin yüz karasıdır...
Utanç vericidir...
Topluma ve rejime ihanettir...
*
Peki, bizler neciyiz?..
Koyun sürüsü...
Paylaş