DOĞRUSUNU isterseniz bu yazıyı İsrail’in Gazze’yi vurduğu günlerde yazmıştım. Ama son kez okuduğumda "Şimdi sırası değil" diyerek editörlere göndermekten vazgeçtim.
Ölü evinde futboldan söz etmiş gibi olacaktım. Hani herkes acı içinde ağlarken sen başlıyorsun:
"Arif’in attığı pas....."
*
Gazze’de ne o cinayeti yaşayan insanlar, ne tanık olan kuşaklar, ne de tarih, olanları elbette unutmayacak.
Ama ders almadıkça "unutmamanın" yararı yok...
Asıl yarar ise; mağdur tarafın "aklına bile getirmek istemediği" yine o soruda yatar:
Neden?..
Neden 200 milyonluk Arap álemi, 7 milyonluk İsrail karşısında çocuklarını-bebeklerini ve onların annelerini dahi koruyamadı?..
Niçin bir yanda yarısı bebek binden fazla ölü, öte yanda ölenlerin sayısı sadece 13?..
Neden Müslümanlar Afganistan’dan Pakistan’a, Irak’tan Filistin’e kadar her alanda, her yerde, her zaman yenik?..
Niçin?..
*
Hamas, şeriatçı bir örgüttür...
Din referanslı düzen ister...
Ve tüm şeriatçılar gibi; evrensel değerleri, ilim ve bilimi, modern kurumları, medeni kavramları, insanlığın zar zor eriştiği uygarlığı ve çağdaşlığı reddeder...
Ama Gazzeliler, Hamas’a oy verdiler...
Olan oldu...
Her şeylerini kaybettiler...
Kentlerini, evlerini, çocuklarını...
(.........)
Din insanı yücelten bir duygudur.
Ne var ki toplumlar, seçimle oy vererek dahi dinlerinin kirli dünya işlerinde malzeme yapılmasına razı olduklarında... Dinlerinin, "dincilerin" elinde ticarete-siyasete-kirli dünya işlerine alet edilmesine izin verdiklerinde...