BİLİR misiniz; valiler karşılamayı ve uğurlamayı çok severler.
Ben bir vali tanımıştım; terziye palto diktirir gibi, karşılamalarda yere sermek için "özel kırmızı halı" diktirmişti.
Hatta dikimde provalara gitmiş, yanındakilere sormuştu:
"İyi durdu mu?.."
Halısını hep yanında taşırdı.
Cumhurbaşkanı olsun, başbakan olsun, bakanlar olsun geldiklerinde mutlanır "Halımı getirin..." diye zıplardı.
Halının üzerinde kimse yokken de ona saygı gösterir, dayalı durduğu köşenin önünden geçerken her zaman ceketini ilikler, kalçasını dışa, yüzünü kırmızı halıya doğru eğerek "Saygılarrrr..." derdi.
*
Devlet büyüklerini karşılamaya ve uğurlamaya bayılır valiler.
Kimse gelip gitmediğinde canları sıkılır, keyifleri kaçar, surat asarlar ve sorarlar:
"Gelen giden var mı?..."
Diyelim ki sel geldi, kar geldi, hastalık geldi, kapkaç geldi, irtica geldi...
İlgilerini çekmez.
Ya da; orman gitti, göl gitti, tarım gitti, hayvancılık gitti, meralar gitti, hukuk gitti, cumhuriyet gitti...
Umursamazlar.
Ama iktidarın cumhurbaşkanı, başbakan, bakanı gelip gitsin...
Koşarlar...
Özel kırmızı halı diktiren vali bağırırdı:
"Halımı getirin..."
*
Dünkü Milliyet’te vardı:
Başta İstanbul Valisi olmak üzere, valiler hacı adaylarını törenlerle uğurlamaya başladılar.
Daha önce niye uğurlamadılar?..
Başka işleri mi yoktu?..
Valinin görevi midir hacı adaylarını uğurlamak-karşılamak?..
Çünkü AKP iktidardadır...
Bu; bir yerde iktidarı uğurlama-karşılama anlamına da geliyor.