AKP işleri berbat edip bir çözüm aradığında, o çözüm nedense AKP’den önce MHP’nin aklına geliyor.
Bu bizim evde de böyledir.
İçinden çıkamadığımız bir sorun olduğunda ben "Aklıma çok güzel bir fikir geldi" derim.
Ve susup muhterem karımın yüzüne öyle bakarım.
O "Şöyle olabilir..." diye başlar.
Ve benim aklıma gelen fikri söyler.
(.......)
AKP içinden çıkılmaz bir noktaya geldiğinde, MHP yetişiyor; 367 sorununda, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, türbanda...
Ve şimdi de AKP’yi kapatılmaktan kurtarmada.
*
AKP kendini kurtarmak için elbette çözüm arıyor.
İktidar partisi işleri berbat etti ve kapatılma tehlikesiyle burun buruna geldi.
Ama aklına bir çözüm gelmiyordu.
İşte o çözüm MHP’nin aklına geliverdi:
"Cumhuriyet rejimini yıkma suçu silahlı eyleme ve teröre bulaşmadığı sürece, parti kapatılamaz..."
(Bir siyasi parti aynı suçu; devleti için için ele geçirerek, takiye ve hile yaparak, Erbakan’ın işaret buyurduğu gibi "kansız" işlerse ne olacak?..)
Neyse...
Böylece AKP kurtulur mu?
Belki kurtuluyor...
*
Bence Devlet Bahçeli hata etti.
Bu geçtiğimiz seçimlerde MHP’li olmayan birçok seçmen, Devlet Bahçeli’ye oy vermişti.
Bahçeli o güveni iyi kullanabilirdi.
Merkez sağdaki büyük boşluk orada dururken, seçmen AKP’den kaçacak yer ararken ve insanlar kendisine güven duyarken, MHP’yi sağın büyük partisi yapabilirdi.
Ama bunu yapamadı.
Büyük tepkiler içinde, AKP’yi yerden yere vurup Türkiye’yi felakete sürüklemekle suçlamak, peşinden onların bile aklına gelmeyen çözümler üretip her seferinde AKP’ye koltuk değneği olmak...
Nedir bu?..
Bu ise; Bahçeli’nin aklına gelmeyen, ama benim aklıma gelen bir tanımdır: