Hiçbir doğal afet, salgın hastalık ya da deprem-meprem, insanoğlunun zekásının yarattığı silahlar kadar öldürücü olamadı.
Bu savaşlar, ölümler, acılar; insanlar aralarından dünyayı yönetsin diye en zeki olanları seçtikleri içindir.
Dünya yaşanmaz oldu.
Ya teknolojinin-sanayiinin yalnızlaştırdığı, mutsuz, bunalım içindeki insanlar zekánın ürünü değil mi?
*
Ben zeki insan görünce uzaktan tanırım.
Zincirsiz arabam kaymasın diye zeki kamyoncunun zekásına güvenip, Bolu Dağı’ndaki lastikçiden ödünç aldığım traktör lastiğini ağırlık olarak koymuştum bagaja.
Aşağı kuru yere inince bir hafta traktör lastiği ile dolaşmıştım.
Çünkü bu sefer traktör lastiğini ne yapacağımı, geri götürürsem bu sefer nasıl aşağı ineceğimi söyleyecek bir zeki insan lazımdı.
*
Şehir şebekesinin telinden eve kaçak elektirik almak da zeka işi.
İtalyan elektrik mühendisleri, evinin tavanına somyayı asıp, elektrik vererek evi karyola ile ısıtan zeki Türk’ün bunu nasıl yaptığını henüz çözmüş değiller.
O zeka yüzünden, somyadan soba yapan köylünün niye hálá yoksul olduğuna ise aklı ermiyordur.
Zeki insanlar Türkiye’nin on yılda tam 100 milyar dolarını alıp götürdüler, kimse farkına varmadı.