BELKİ izliyorsunuzdur; yerli-yabancı kimi bilim adamları, son yarım asrın sorunu küresel ısınmada ve ozon tabakasının delinmesinde ineklerin yellenmesinin etkin olduğunu öne sürüyorlar.
Sanki inekler yeni yeni yellenmeye başladılar.
Ya da sanki eskiden inek yoktu.
İnsanların kendi suçlarını örtmek için başka canlıları suçlamalarına belki de en çarpıcı örnek bu.
Tıpkı sulak alanlardaki kuş yuvalarına gidip yerleşip, sonra kuş gribinde kuşları suçlamak gibi.
*
Bilim adamları ineklerin poposunun dibinde bekleyip yellenme sayımı yapacaklarına, bir inekten daha fazla doğayı yok eden devletlerin, devlet adamlarının karşısına çıkıp duramazlar.
Çünkü bilim adamları da tıpkı öbür meslek grupları gibi sermaye düzeninin birer kölesi olmak zorundadırlar.
Bu yüzden ineğin poposu tarafında oturmayı seçtiler.
Misal; küresel ısınmayı önlemek için tüm uluslararası sözleşmeleri imzalamayan, kendi kimya ve silah sanayii için dünyanın canına okuyan ABD Başkanı Bush, yellenen inekten daha zararlı değil mi?..
İneğin yellenmesi ile Bush’un yaptıkları aynı mı?..
Üstelik inek yellenirken farkında değil bebeğim.
O masum, her şeyden habersiz, zavallı...
Ya bombaları, gazları, atomları ile Bush?..
İnek, Bush kadar olabilir mi?..
*
Yurt boyutundan bakarsak; herkes çok iyi bilir ki küresel ısınmanın, mevsim değişikliklerinin, özellikle bu sene yaşanan kuraklığın en büyük sorumluları, denizi, ormanı, ırmakları, ovaları, yeşil alanları yok edenlerdir.
Söyler misiniz:
Orman yakan bir inek, yeşil alana kooperatif kuran bir inek, nehirlere fabrika atığı bağlayan bir inek, koruma altındaki alanları rüşvetle dağıtan bir inek, kentlerin kanalizasyonlarını denize akıtan bir inek gördünüz mü hiç?
Görmemişsinizdir.
O sadece yelleniyor.
O kadar...
Bilim adamlarının, tüm bu doyumsuzluk, acımasızlık, yağma, talan, yıkım karşısında suspus kesilip... Yellenerek ozon tabakasını delme suçunu kendilerine yüklediklerinden habersiz...