"EN az üç çocuk..." dedikten sonra, kimi vatandaşlarımızın "Yani bu ortamda yapacak halimiz mi var?" itirazına yanıt geldi ve Başbakan milletimize mesir macunu dağıttı.
Doğu ve Güneydoğu illeri birer savaş alanı gibi, her gün bir kentte isyan provası yapıyorlar.
Ekonomi çatırdıyor.
İşadamları her sabah kábuslar içinde uyanıyorlar. İşsizlik, yoksulluk arttı. Her gün iflas eden orta boy ve küçük esnaf sayısı ikiye katlandı.
AB umutları zayıfladı.
ABD’nin yine dayatmaları kapıda diyorlar.
"Hükümet yok mu?" derseniz...
Bizzat Türkiye’yi yöneten iktidarın "dinci devlet kurma girişimi" iddiasıyla kapatılması söz konusu.
İyi mi?..
O da kapatılma korkusu ile karşı tarafa saldırıyor, 1960 öncesi olduğu gibi evleri basıp, insanları alıp götürmeye başladılar.
Korku var...
Toplum bölündü.
Üniversitelerden kahvehanelere, demokratik örgütlerden hastanelere kadar, insanlar birbirlerine düştüler.
Bir anda kábusa döndü Türkiye.
*
Niçin?..
Çünkü "yüzde 47 oy"un şımarıklığıdır.
Cumhuriyetin kurum ve kavramlarını yok sayıp, sadece "Millet iktidarının işaret ettiği gibi" diyerek devleti tersyüz etmeye kalkmanın kaçınılmaz depremidir bu olanlar.
(.......)
Elbette milletimizin iktidarı için macun iyi bir fikirdi.